Sentence examples of "küçük çapta" in Turkish

<>
Haneye tecavüz ve küçük çapta hırsızlıktan bir yıl yemişti. Он отбывал год за нарушение границы и мелкое воровство.
Küçük çapta yardım. Sadece küçük bir karşılık umuyorum. И мне просто хотелось бы услугу за услугу.
Tsuruga, Japon Deniz Kıyısı tarafında Kyoto'nun bir saat kuzeyinde küçük bir şehir. Цуруга - маленький городок на берегу Японского моря, примерно в часе езды на машине к северу от Киото.
Twitter'da geniş çapta kullanılan bir görüntü. Изображение широко распространено на Twitter.
Küçük ailelere ait dükkânlar ve lokantalar ucuz ve elverişli ürünler sunar ve brandalar esnafı yağmur, kar ve güneşten korurdu. Маленькие семейные магазинчики и закусочные предлагали дешевое и удобное питание, а тент над головой защищал покупателей от дождя, снега и жаркого солнца.
5 santim ya da daha ufak çapta. см, может меньше, в диаметре.
Brokoli ve maydanoz kimi zaman orman gibi görünebilir ya da suyun üstünde yüzen ağaç yaprakları küçük teknelere benzeyebilir. Брокколи и петрушка похожи на деревья в лесу, а листья, плывущие по воде, напоминают маленькие лодочки.
Uluslararası çapta bir iş adamıyım. Я ведь в международном бизнесе.
Afrika ve Arap Yarımadası'na sınırdaş küçük bir ülke olan Cibuti, Batı'nın cihatçılık ile mücadelesinde önemli bir rol oynuyor. Джибути представляет собой маленькую страну на границе Африки и Аравийского полуострова, играющую важную роль в борьбе Запада против джихадизма.
blok yarı çapta milyon insan yaşıyor. Там миллион людей в радиусе кварталов.
Ülke zaten kuraklık, yüksek işsizlik oranı ve yaygın yoksullukla baş eden küçük bir ülke. Эта маленькая страна уже сталкивалась с голодом, высоким уровнем безработицы и засухой.
Bence sen daha vahşi, daha büyük çapta ve daha şey bekliyordun... Мне кажется, ты хотела чего-то такого дикого, масштабного, прямо...
Takaoka, Japon Deniz Kıyısı'nda başka bir küçük şehir ve son birkaç yüzyılda pek değişmeyen mahallelerde birçok eski tip Japon evlerini barındırıyor. Такаока - еще один небольшой городок на берегу Японского моря со множеством старинных японских домиков в месте, которое не менялось на протяжении нескольких сотен лет.
Bu kadar büyük çapta değişimi nasıl yapacaksın? И как ты провернешь такие глобальные изменения?
Her bölümün kendi programı, kendi küçük sırları var. У каждого департамента свои задания, свои маленькие секреты.
Şerif Farley, mahkemenin belleğini tazelemek için Jimmy Willis'in hangi çapta kurşunla öldürüldüğünü söyler misin? Шериф Фарли, просто чтобы освежить нашу память пулей какого калибра был убит Джимми Уиллис?
Küçük bir kızı kaybettiler. Они потеряли маленькую девочку.
Küçük, çok özel bir sermaye fonu işletiyorum. Я управляю небольшим и очень частным инвестиционным фондом.
Peki, bu küçük iyilik için minnettar olalım. Что ж, будем благодарны и за малое.
Küçük bir kızın kaç tane düşmanı olabilir ki? Как много врагов должно быть у маленькой девочки.
Examples of word usage in different contexts are provided solely for linguistic purposes, i.e. to study word usage in a sentence in one language and how they can be translated into another. All samples are automatically collected from a variety of publicly available open sources using bilingual search technologies.
If you find a spelling, punctuation or any other error in the original or translation, use the "Report a problem" option or write to us.

In this section, you can see how words and expressions are used in different contexts using examples of translations made by professionals. The Contexts section will help you learn English, German, Spanish and other languages. Here you can find examples with phrasal verbs and idioms in texts that vary in style and theme. Examples can be sorted by translations and topics.

Learn foreign languages, see the translation of millions of words and expressions, and use them in your e-mail communication.