Sentence examples of "kadar" in Turkish with translation "чтобы"

<>
Bu, tercüme edilemeyecek kadar iğrenç. Это слишком противно, чтобы переводить.
Battaniyenin içinde ne olduğunu görecek kadar yakın bir mesafe öyle değil mi? То есть, достаточно близко чтобы увидеть что в покрывале что-то было?
Ne kadar asil bir şekilde zerafetle büyümüş ve yararlı bir vatandaş olmuştu. Как благородно он стремился к лучшему, чтобы стать полезным членом общества.
Kalite mükemmel değil, ama eşleştirme yapacak kadar iyi. Качество не очень, но достаточное, чтобы разглядеть.
Bu şartlar altında, maddenin yoğunluğundaki küçük dalgalanmalar yerel bölgelerde kara delik yaratacak kadar yoğunlaşmıştır. В этих условиях простые колебания плотности материи были достаточно значительными, чтобы способствовать возникновению чёрных дыр.
Ama acı gerçek şu ki, bunu öğrenecek kadar uzun yaşayamayabiliriz. Но горькая правда - мы можем не дожить, чтобы узнать.
Oh, sevgilim o kadar çok var ki hepsini ismiyle hatırlamak zor. Ах, дорогой. Придворных слишком много, чтобы запомнить всех по именам.
En son ne zaman bana buraya kadar eşlik edip ekmek falan yedirdin? Сколько раз тебе пришлось продавать себя, чтобы привести меня сюда поесть?
Bu kadar insanı kontrol edebildiğine göre fiziksel açıdan fit ya da ürkütücü olmalı. Он должен быть физически сильным или достаточно пугающим, чтобы подавить стольких людей.
Evet, ya öyle ya da şu ana kadar izini kaybettirme konusunda çok iyiymiş. Да, или так или он хорошо постарался, чтобы заметать следы так долго.
Yoksa daha fazla kalamayacak kadar çok kalp mi kırdın? Или ты разбил слишком много сердец, чтобы остаться?
Beni ne kadar altüst ettiğini, senin de benim kadar anlamanı istedim. Я хотела, чтобы ты расстроился так же, как расстроилась я.
Eve gidip uyuyup tekrar geri dönecek kadar zaman yok. Уже не хватит времени, чтобы поехать поспать дома.
Bu işi, beklenmeyeni her zaman bekleyecek kadar uzun süredir yapıyorum. Я занимаюсь этим уже довольно давно, чтобы постоянно ждать неожиданностей.
Bu füzenin içinde bir gezegeni ortadan ikiye ayıracak kadar patlayıcı var. Это ракета была достаточно мощна, чтобы расколоть планету на двое.
Hepinizin bu sabah genç Vernon'un ne kadar şık olduğuna dikkatinizi çekerim. Я хочу, чтобы все заметили как отлично Вернон выглядит сегодня.
Kimse elinize su dökemez. Kayda değer bir şey görebilecek kadar alçaktan uçamazsınız. У вас не получится лететь достаточно низко чтобы увидеть что либо интересное.
Sadece yolculuğun daha ne kadar süreceğini sormak istedim. Только чтобы спросить, сколько нам еще плыть?
Seni, bunu görecek kadar uzun süredir tanıyorum. Я знаю вас достаточно, чтобы увидеть это.
Bu kadar şeyi birbirinize daha kısa sürede söylemenizin imkanı yok, öyle değil mi? Нет никакой возможности, чтобы вы успели сказать друг другу всё это, верно?
Examples of word usage in different contexts are provided solely for linguistic purposes, i.e. to study word usage in a sentence in one language and how they can be translated into another. All samples are automatically collected from a variety of publicly available open sources using bilingual search technologies.
If you find a spelling, punctuation or any other error in the original or translation, use the "Report a problem" option or write to us.

In this section, you can see how words and expressions are used in different contexts using examples of translations made by professionals. The Contexts section will help you learn English, German, Spanish and other languages. Here you can find examples with phrasal verbs and idioms in texts that vary in style and theme. Examples can be sorted by translations and topics.

Learn foreign languages, see the translation of millions of words and expressions, and use them in your e-mail communication.