Sentence examples of "kontrol etmeyi" in Turkish

<>
Kendisi kontrol etmeyi başardı. Он смог его подавить.
Siz moronlardan biri yeraltını kontrol etmeyi düşündü mü? Придурки, а вы потрудились проверить под землей?
Çok fazla kontrol etmeyi deniyor. Она пытается контролировать слишком многое.
Ama bu yüzeyin altında tehlikeli bir şey var. - Eğer kontrol etmeyi öğrenemezsen. Но под её поверхностью скрывается нечто опасное, если ты не научишься это контролировать.
Uh, Kendimi Kontrol Etmeyi Deneyeceğim. Я попытаюсь держать себя в руках.
Bilgisayar kontrolünü atlamayı ve tüm sistemleri elle kontrol etmeyi öneriyorum. Обойти компьютерное управление, перевести все системы на ручное управление.
Doğruluğunu kontrol etmeyi beş dakikaya bitiriyorum. Я закончу проверку фактов в пять.
Hangi şapşal menüleri ve programları kontrol etmeyi unuttu? Чёрт побери. Болван забыл проверить меню и программу.
Dr. Lauren Eames kontrol etmeyi seviyordu. Доктор Лорен Эймс была чрезвычайно сдержанна.
Aynı zamanda içimdeki şeyi kontrol etmeyi öğrenebilirim. А ещё я могу научиться контролировать это.
Bir takıntım var, her yolculuğumda pasaportun benimle olup olmadığını beş dakikada bir kontrol ediyorum. У меня обсессивно - компульсивная привычка проверять паспорт каждые пять минут во время путешествий.
Ateş etmeyi, gizlemeyi, Hedefini tutmak için. Он научился стрелять, прятаться, выслеживать цель.
Konuşmacılar birbirlerini geleneksel ve dijital medya konusundaki işbirliğinin gelişimden ve "Batılı ana akım medyası" nın bilgi kaynaklarını kontrol etmeye yönelik girişimlerine karşı ortak bir şekilde mücadele edilmesinden dolayı tebrik ettiler. Выступавшие поздравили друг друга с улучшением сотрудничества между традиционными и цифровыми СМИ и их коллективных усилий по борьбе с попытками "западных СМИ" контролировать информационное пространство.
Yardım etmeyi teklif ettim. Я же хотела помочь.
İtfaiyeciler alevleri söndürdü. Bir saat içinde yangını kontrol altına almış olurlar. "Пожарные потушили огонь и проведут там контроль в течении часа.
Daha genç ama önderlik etmeyi biliyor. Он молод, но умеет руководить.
Şey, neden çantadaki izleri kontrol etmiyorsun. Поэтому вы должны проверить отпечатки на сумке.
Birileri parti verip beni davet etmeyi mi unuttu? Кто-то решил устроить вечеринку и забыл пригласить меня?
Zack, benzeri bir etkiye sahip bir gazın kullanılmış olması ihtimaline karşılık hava kanallarını kontrol ediyor. А Зак проверяет вентиляционные шахты, пытаясь установить не применялся ли газ для создания похожего эффекта.
Zamanında ateş etmeyi bilmiyor. Он не умеет выжидать.
Examples of word usage in different contexts are provided solely for linguistic purposes, i.e. to study word usage in a sentence in one language and how they can be translated into another. All samples are automatically collected from a variety of publicly available open sources using bilingual search technologies.
If you find a spelling, punctuation or any other error in the original or translation, use the "Report a problem" option or write to us.

In this section, you can see how words and expressions are used in different contexts using examples of translations made by professionals. The Contexts section will help you learn English, German, Spanish and other languages. Here you can find examples with phrasal verbs and idioms in texts that vary in style and theme. Examples can be sorted by translations and topics.

Learn foreign languages, see the translation of millions of words and expressions, and use them in your e-mail communication.