Sentence examples of "serbest bırakıyor" in Turkish

<>
Yoğun basınç kayaları parçalayıp gazı serbest bırakıyor. Огромное давление разрывает пласт и высвобождает газы.
Bayan Miller zamanla serbest bırakıldığında, yasadışı hapse karşı dava açmakta vakit kaybetmedi. В конце концов Миллер отпустили.
Bu durum sadece morgdan hava alanına olan taşıma, gümrük formaliteleri ve tabut masraflarını aileye bırakıyor. Семье остаётся оплатить только затраты по транспортировке тела из морга в аэропорт, таможенное оформление и стоимость гроба.
Ellis Kane, serbest gazeteci. Эллис Кейн, свободный журналист.
Diğerinin elinde bir silah var. Bizimkiler içeri girince geri çekilip silahı bırakıyor. Вторая держит пистолет, но бросает его и отходит, увидев оперативников.
Sonunda Kız Kardeşler ilgilerini kaybediyorlar ve Kip serbest kalıyor. Наконец сёстры теряют интерес, и Кип может уйти.
Onları işten kurtarıp, onlara bir suçlu veriyoruz ve onlar bizi yalnız bırakıyor. Мы делаем всё за них, дело раскрыто, нас оставляют в покое.
Babasinin hatirasina sadik diger besi, serbest kalmasi için oy verecekler. Оставшиеся пять, преданные памяти его отца, проголосуют за освобождение.
Narkotik ilaçları öylece bırakıyor musunuz? Вы оставляли наркотики без присмотра?
Yanlışlıkla enfeksiyonu serbest bıraktım. Я случайно выпустил инфекцию.
Mulder seni burada yalnız başına bırakıyor. Малдер оставил вас здесь совершенно одну.
Ve suçlu serbest dolaşıyor. И похититель на свободе.
Niye kimyasal bir saldırı kurbanın içinde başka bir insanın DNA'sını bırakıyor ki? Как получилось, что химическая атака оставила в жертве след другой ДНК?
Polis Yardım Derneği temsilcim geliyor, size tavsiyem aklınızı başınıza alın ve onu hemen serbest bırakın. Представитель профсоюза уже едет, так что советую тебе вытащить тампон из жопы и отпустить его.
Sonra evime bir bulmacanın parçalarını andıran bebek parçalarını bırakıyor. потом оставляет части куклы,.... как части паззла.
Kadınlar, serbest kalabilir. Женщина, иди свободный.
Bu kaygan yağ bırakıyor. Это оставляет масляное пятно.
Güvenliği geçersiz kılıp, tutsağı serbest bıraktı ve asilerle kontak kurdu. Он отключил охрану, выпустил пленника, и связался с мятежниками.
Bazı Japonlar sürekli arayıp mesaj bırakıyor. Какой-то японец названивает, оставляет сообщения.
Oh, ama bu iyi. Mike'ı serbest bırakabilirsiniz. Но это хорошо, вы можете отпустить Майка.
Examples of word usage in different contexts are provided solely for linguistic purposes, i.e. to study word usage in a sentence in one language and how they can be translated into another. All samples are automatically collected from a variety of publicly available open sources using bilingual search technologies.
If you find a spelling, punctuation or any other error in the original or translation, use the "Report a problem" option or write to us.

In this section, you can see how words and expressions are used in different contexts using examples of translations made by professionals. The Contexts section will help you learn English, German, Spanish and other languages. Here you can find examples with phrasal verbs and idioms in texts that vary in style and theme. Examples can be sorted by translations and topics.

Learn foreign languages, see the translation of millions of words and expressions, and use them in your e-mail communication.