Sentence examples of "sert önlemler" in Turkish

<>
Sert önlemler alman işe yaramıyor. Твои крутые меры не работают.
Korkarım bu sefer daha sert önlemler almak zorundayız. Боюсь, нам придется принять более решительные меры.
Hızlı ve sert önlemler alınmasını istemelerinden korkuyorum. Боюсь, нужны быстрые и жесткие меры.
Öyleyse daha sert önlemler almanın vakti geldi. Тогда настало время для более решительных мер.
Mısırlı blogcu Mustafa, tekrar eden bu olayların hükümet tarafından gazeteciler için alınan yeni önlemler olup olmadığını soruyor: Египетский блоггер Мостафа (Mostafa) задается вопросом, являются ли подобные повторяющиеся случаи знаком того, что правительство принимает против журналистов новые меры:
Louise sana sert davranır mıydı? Она была строга с вами?
Umutsuz zamanlar, umutsuz önlemler. Отчаянный момент, отчаянные меры.
Çocuğa biraz fazla sert davranmıyor musun? Ты не слишком строго с парнишкой?
Çaresiz zamanlar, çaresiz önlemler. Отчаянные времена, отчаянные меры.
Bence kendine biraz sert davranıyorsun. Bu da biraz rahatsız edici çünkü bu genelde benim ve Felicity'nin işidir. Ты слишком суров к себе, что раздражает, потому что обычно это наша с Фелисити работа.
Eğitim görevlileriyle yakınlık kurulmasına karşı önlemler var. Существует политика против отношений со своим профессором.
Bizi Avustralya'da çok sert yetiştiriyorlar. Нас жестко воспитывают в Австралии.
Önlemler için özür dilerim. Простите за меры предосторожности.
Zayıf, sert, inişli çıkışlı düzensiz. Слабый, жёсткий, прыгающий, неровный.
Ama ben bazı önlemler aldım. Но я принял меры предосторожности.
Onlar savunma bakanlığında büyük ve sert adamlar Tom. В министерстве обороны большие грубые парни, Том.
Herkes için korkunç zamanlar fakat insanların yapması gereken tek şey mantıklı bazı önlemler almak. Сейчас люди напуганы, но всё, что следует делать, это соблюдать предосторожность.
Bazen sert oyunlar oynarız. Иногда он слишком заигрывается.
Bu nedenle geçici önlemler almamaya karar verdim. Но я решил не принимать временных мер.
Güzel. Gerçekten çok sert vurdun bana. Просто ты врезал мне очень сильно.
Examples of word usage in different contexts are provided solely for linguistic purposes, i.e. to study word usage in a sentence in one language and how they can be translated into another. All samples are automatically collected from a variety of publicly available open sources using bilingual search technologies.
If you find a spelling, punctuation or any other error in the original or translation, use the "Report a problem" option or write to us.

In this section, you can see how words and expressions are used in different contexts using examples of translations made by professionals. The Contexts section will help you learn English, German, Spanish and other languages. Here you can find examples with phrasal verbs and idioms in texts that vary in style and theme. Examples can be sorted by translations and topics.

Learn foreign languages, see the translation of millions of words and expressions, and use them in your e-mail communication.