Sentence examples of "tehlikeye atmak" in Turkish

<>
Onun hayatını tehlikeye atmak kolay, değil mi? Гораздо легче подставить её задницу, чем свою?
Değersiz bir fahişe uğruna her şeyi tehlikeye atmak niyetinde değilsinizdir herhalde. Вы ведь правда не хотите рисковать всем ради одной жалкой шлюхи.
Ne onu ne de işimizi hiçbir şekilde tehlikeye atmak istemiyorum. Я просто не хочу подвергать риску нашу работу. Или его.
Kariyerini tehlikeye atmak istememiş. Не хотела карьерой рисковать.
Sizin gibi, biz de Martha operasyonunu tehlikeye atmak istemiyoruz. Мы не хотим рисковать операцией Мартой, не меньше вашего.
Tanımadığın bir kadın için görevi tehlikeye atmak istiyorsun öyle mi? Ты готов рискнуть миссией ради женщины, которую едва знаешь?
Farz edelim ki hâlâ hayattalar, aşağıya büyük bir birlik ışınlayarak onları tehlikeye atmak zekice değil. Если капитан и остальные еще живы, неразумно будет подвергать их опасности, высаживая большой отряд.
Şirket politikanız C.E.O. 'nuzun hayatını tehlikeye atmak mı? Политика вашей компании - подвергать опасности жизнь вашего гендиректора?
Görevini tehlikeye atmak istemez. Не захочет повредить приз.
Evet, her şeyi atmak için. Да, чтобы избавиться от всего.
İlk yağmur ve şiddetli rüzgar kendini gösterdiğinde insanlar hala ahşap panellerine çekiçle vuruyor, market alışverişlerini yapıyor, Facebook'ta canlı yayın başlatıyor ve hayatlarını tehdit eden gelgite tanık olmak için kendilerini tehlikeye atıyorlardı. Первые ливни и порывы ветра уже достигли островов, и люди продолжали заколачивать свои окна деревянными досками, совершать последние пробежки в супермаркет, вести трансляции в Facebook и рисковать жизнью, чтобы стать свидетелями смертоносного величия огромных волн и прилива.
Her şeyi atmak zorundasın. Ты должна все выбросить.
Geri kalan bizleri tehlikeye atıyorsun. Ты всех нас подвергаешь опасности.
En azından, ben, biyoloji bilgimin bir kısmını atmak zorunda değilim. По крайней мере, мне не придется выкинуть половину известной мне биологии.
Burada geçirdiği her saniye hayatını tehlikeye atıyor. Каждую секунду здесь он рискует собственной жизнью.
Tüm bunları kafamızdan atmak için bir şeyler yapalım. Давай просто отвлечёмся на что-то от всего этого.
Bizi, onu tekrar tehlikeye soktuğuna inanamıyorum. Снова подверг нас, ее такой опасности.
Hepsini atmak zorunda kaldım. Мне пришлось выкинуть их.
Onu tehlikeye atar mıydınız, Kardinal Borgia? Вы подвергнете его опасности, Кардинал Борджиа?
Yani, sende ona bir göz atmak istedin? Значит, тебе хотелось заглянуть ему в глаза?
Examples of word usage in different contexts are provided solely for linguistic purposes, i.e. to study word usage in a sentence in one language and how they can be translated into another. All samples are automatically collected from a variety of publicly available open sources using bilingual search technologies.
If you find a spelling, punctuation or any other error in the original or translation, use the "Report a problem" option or write to us.

In this section, you can see how words and expressions are used in different contexts using examples of translations made by professionals. The Contexts section will help you learn English, German, Spanish and other languages. Here you can find examples with phrasal verbs and idioms in texts that vary in style and theme. Examples can be sorted by translations and topics.

Learn foreign languages, see the translation of millions of words and expressions, and use them in your e-mail communication.