Sentence examples of "tehlikeye sokabilir" in Turkish

<>
İlk yağmur ve şiddetli rüzgar kendini gösterdiğinde insanlar hala ahşap panellerine çekiçle vuruyor, market alışverişlerini yapıyor, Facebook'ta canlı yayın başlatıyor ve hayatlarını tehdit eden gelgite tanık olmak için kendilerini tehlikeye atıyorlardı. Первые ливни и порывы ветра уже достигли островов, и люди продолжали заколачивать свои окна деревянными досками, совершать последние пробежки в супермаркет, вести трансляции в Facebook и рисковать жизнью, чтобы стать свидетелями смертоносного величия огромных волн и прилива.
Daha fazla kan dökülmeden işleri yoluna sokabilir. Он может все исправить без всякого кровопролития.
Geri kalan bizleri tehlikeye atıyorsun. Ты всех нас подвергаешь опасности.
Umut seni her türlü gerçekçi olmayan senaryoya sokabilir. А надежда может составить тебя делать странные вещи.
Burada geçirdiği her saniye hayatını tehlikeye atıyor. Каждую секунду здесь он рискует собственной жизнью.
Beni iceri sokabilir misin? Ты можешь впустить меня?
Bizi, onu tekrar tehlikeye soktuğuna inanamıyorum. Снова подверг нас, ее такой опасности.
Yeni edindiğim en yakın arkadaşım da bizi içeri sokabilir. И мы с моей новой подругой можем провести вас.
Onu tehlikeye atar mıydınız, Kardinal Borgia? Вы подвергнете его опасности, Кардинал Борджиа?
O halde ilaçları içeri sokabilir. Тогда он может взять таблетки.
Kendi hayatını tehlikeye atarak bu teşkilat ve bu ulus için çok önemli şeyler yaptığını. Ты сделала нечто важное для Агентства и для страны, подвергая себя огромному риску.
Gerçekler pek çok ülkenin başını belaya sokabilir. Правда может доставить большие неприятности этим странам.
Bir insanın hayatını tehlikeye atması kolay değil özellikle de nedeni iyi bilmiyorsa. Не так просто рисковать жизнью, не понимая, зачем это нужно.
Hey, Chuck sence buraya bir at sokabilir miyiz? Эй, Чак думаешь мы сможем достать сюда лошадь?
Ve bir bebeğin hayatını tehlikeye atıyorsun, bunu yaparken... А ты подвергаешь его жизнь опасности, пока ты...
Bu seni deliymişsin gibi gösterecektir ve bu ikimizin de başını epey belaya sokabilir. Так ты будешь выглядеть сумасшедшей, и это может создать нам кучу неприятностей.
Senin uyuşturucu kaçakçın da, gerçek Jordan Hester'i tehlikeye soktu. А из-за вашего наркодилера настоящая Джордан Хестер оказалась в опасности.
Belki o biraz rayına sokabilir bunu. Может, он может что-нибудь посоветовать.
Beni tehlikeye mi atıyorsun! Если подвергла меня опасности?
Eğer gemiyi hemen indirmezsek, yapısal bütünlüğü tehlikeye atacağız. Если мы не посадим корабль, он может разрушиться.
Examples of word usage in different contexts are provided solely for linguistic purposes, i.e. to study word usage in a sentence in one language and how they can be translated into another. All samples are automatically collected from a variety of publicly available open sources using bilingual search technologies.
If you find a spelling, punctuation or any other error in the original or translation, use the "Report a problem" option or write to us.

In this section, you can see how words and expressions are used in different contexts using examples of translations made by professionals. The Contexts section will help you learn English, German, Spanish and other languages. Here you can find examples with phrasal verbs and idioms in texts that vary in style and theme. Examples can be sorted by translations and topics.

Learn foreign languages, see the translation of millions of words and expressions, and use them in your e-mail communication.