Sentence examples of "izin verdiği" in Turkish

<>
Neden yargıcın üçüncü partinin baskı hatasını erken oylama sandıklarında izin verdiği konusunda savunmalara ihtiyacımız var. Нам нужно обосновать, почему суду следует одобрить опечатку третьей партии в бюллетенях предварительного голосования.
Bitmek üzere. Bu geceyi kendisi için başlatmama izin verdiği için Bay Yin'e teşekkür etmek isterim. Я хотел бы поблагодарить г-н Инь за то, что позволил начать сегодня его шоу.
Bize geri dönmene izin vererek Nikita'nın izin verdiği bir sorgulama. Допрос, который позволила Никита. Разрешив тебе вернуться к нам.
Fakat bana izin verdiği kadarıyla ona annemin ilgisini göstermeye çalıştım. Старалась ухаживать за мамой, насколько он позволял мне это.
Kalmama izin verdiği için babanıza teşekkür etme şansım olmadı. Я не успел поблагодарить вашего отца за возможность остаться.
Parti burada çalışmana izin verdiği için minnettar olmalısın. Ты должна быть благодарна партии за возможность работать.
Kanıtlar Senatör Kim'in rüşvet karşılığı yasa dışı kimyasalların atılmasına izin verdiği iddialarını destekliyor. Найденные доказательства уличают сенатора Кима в получении крупной взятки за сброс нелегальных отходов.
Trafik izin verdiği sürece oraya en hızlı şekilde geleceğim. Но я приеду так быстро, как поток позволит..
Birlikte gitmemize izin verdiği için rektöre minnettar olmalıyız. К счастью, директор разрешил нам ехать вместе.
Yaşamama izin verdiği mi? Оставил меня в живых?
Nitekim Rus hükümetinin Rusya'da konser vermesi için izin verdiği ilk batılı grup Bon Jovi oldu. Bon Jovi стали первой группой, кому правительство СССР официально разрешило выступить.
Bir başka konu ise internete yüklenen içerikler ile ilgili topluluk haklarıydı, aktivistlerin yaşlılardan veya başkanlardan izin alması veya almaması gerektiği, hangi koşullarda olacağı ve açık lisansların konuya nasıl dahil olabileceği idi. В центре другой дискуссии оказались права местных общин на размещаемый в интернете контент: должны ли интернет - активисты спрашивать разрешения у старейшин и лидеров общин, и если должны, то в каких именно случаях, и какую роль в урегулировании подобных вопросов смогло бы сыграть использование свободных лицензий.
Babamın sana verdiği şeye. Что дал тебе отец.
Laneti kırmam için yapmam gereken büyüyü gerçekleştirmeme ruhlar izin vermeyecektir. Духи не позволят мне колдовать, я должна снять проклятие.
Kızın bana verdiği adres bu. Она дала мне этот адрес.
Boş kargo ambarlarından birini botanik bahçesine çevirmek için izin istiyorum. Я бы хотел попросить разрешение переделать пустой склад в оранжерею.
Birinin bana verdiği bir isim. Кто-то дал мне его имя.
Sen de herşeyin onunla ölmesine izin mi verdin? Ты позволишь всему этому умереть вместе с ней?
Bu bize katıların verdiği isim. Это прозвище нам дали твердые.
Dışarı çıkmama izin ver. Отпусти меня. Не могу.
Examples of word usage in different contexts are provided solely for linguistic purposes, i.e. to study word usage in a sentence in one language and how they can be translated into another. All samples are automatically collected from a variety of publicly available open sources using bilingual search technologies.
If you find a spelling, punctuation or any other error in the original or translation, use the "Report a problem" option or write to us.

In this section, you can see how words and expressions are used in different contexts using examples of translations made by professionals. The Contexts section will help you learn English, German, Spanish and other languages. Here you can find examples with phrasal verbs and idioms in texts that vary in style and theme. Examples can be sorted by translations and topics.

Learn foreign languages, see the translation of millions of words and expressions, and use them in your e-mail communication.