Sentence examples of "sırada" in Turkish

<>
Bu sırada ben de elimden ne geliyorsa yapacağım. Я пока сделаю, что смогу, руками.
Bu sırada Ximena Medellín mağdurların gerçek sayısının belirsiz olduğundan bahsetti: Тем временем, Ximena Medellin упомянула о неопределенности относительно фактического количества жертв:
Ancak arada sırada öğle arasında tüyüp, suratına bir kar maskesi geçirir ve banka soyardı. Но время от времени, он пропускал ланч, одевал лыжную маску и грабил банк.
Guitar World dergisi tarafından tüm zamanların en iyi 100 Rock gitaristi arasında 91. sırada gösterilmiştir. Майкл Ромео занял 91-е место среди 100 величайших гитаристов всех времён по версии журнала Guitar World.
Metnin yazıldığı sırada ise İngiltere 1655 yılından beri devam eden savaşta İspanya ile savaşmaktadır. Однако, во время её написания Англия с 1655 года была в состоянии войны с Испанией.
Teğmen Mayne o sırada bacağını kırdı. Вот тогда лейтенант Мэйн сломал ногу.
Bu sırada, Jane bir Katolik Lisede öğretmenliğe başlamıştı. Между тем, Джейн преподает в католической средней школе.
Bu sırada Natalie genelde şunu söylerdi: В такой момент Натали обычно говорила:
Sırada hangi büyük buluşu yapacaksınız, Yüzbaşı Haber? Какое великое изобретение будет следующим, капитан Габер?
Bayanlar, baylar, sırada, harika iki yetenek var. Леди и джентльмены, дальше у нас два замечательных таланта.
Bu sana sanki Star Wars filmi için sırada beklemek gibi geliyor, ha? Это как стоять в очереди на фильм "Звёздные войны", да?
Ve bu da o sırada her birinizin durduğu yerler. И здесь каждый из вас стоял в то время.
Kulağa ne kadar korkunç gelse de, arada sırada insanlığın yeniden başlatılmaya ihtiyacı olduğunu anladım. Как бы это ужасно ни звучало, время от времени человечеству нужна перезагрузка, чистка.
Sırada Görünmez Kadın'ın en büyük moda saçmalıkları ve eski bilim adamı Reed Richards tarafından bir dans gösterisi. Далее в программе: показ изысканных моделей от Женщины-Невидимки а также зажигательный танец бывшего ученого Рида Ричардса.
Sırada beklemek için bir randevu aldım. "Doğru Fiyat" yarışması için hani. Мне назначено стоять в очереди на небольшое шоу под названием "Правильная Цена".
Şöhreti şimdiden sorgulanmaya başladı, bu demek oluyor ki sırada yakın çalışma arkadaşlarımız olabilir. Его репутация уже ставится под вопрос, а это значит что очередь за соратниками.
Boston Üniversitesi, Fizik Laboratuarı ikinci sırada, solda ve her zaman sırada oturur. Бостонский колледж, корпус Малони, второй ряд слева и всегда место у прохода.
Gene ikinci sırada oturuyor. Her gece daha da hoş görünüyor. Он опять сидит во втором ряду и выглядит всё лучше.
Tamam peder, sırada senin evin var. Ладно, Преподобный, ваш дом следующий.
Sırada, Su İdaresi'nin eski çalışanı ve aynı zamanda su teknolojisi uzmanı olan birini çağırmak istiyorum. А теперь я бы хотела вызвать бывшего сотрудника Грейтер Сити Уотер и эксперта по водным технологиям...
Examples of word usage in different contexts are provided solely for linguistic purposes, i.e. to study word usage in a sentence in one language and how they can be translated into another. All samples are automatically collected from a variety of publicly available open sources using bilingual search technologies.
If you find a spelling, punctuation or any other error in the original or translation, use the "Report a problem" option or write to us.

In this section, you can see how words and expressions are used in different contexts using examples of translations made by professionals. The Contexts section will help you learn English, German, Spanish and other languages. Here you can find examples with phrasal verbs and idioms in texts that vary in style and theme. Examples can be sorted by translations and topics.

Learn foreign languages, see the translation of millions of words and expressions, and use them in your e-mail communication.