Beispiele für die Verwendung von "epey" im Türkischen

<>
Bu kibirli davranışların epey uygunsuz. Это высокомерное поведение очень неподобающе.
Sanırım ben de epey huzursuz bir gece geçireceğim. Думаю, мне тоже предстоит довольно беспокойная ночь.
Şu kadarını söyleyeyim, burada epey isim var. Должен вам сказать, что тут много имён.
Babasının epey sığırı vardır ve Kenya'daki Pokot yağmacılarıyla bir süredir çatışma halindeler. У его отца большое стадо и на них нападали райдеры из Кении.
Evet, ama uçuş epey uzun olacak. Да.. но.. перелет действительно долгий.
Annemi de istemiyor, bekar ve yaşına göre epey seksi olan annemi. Görsen çok seversin. Моя мама, которая, кстати, одинока, и достаточно горяча для ее возраста.
Ama eğer ben tümörü alırsam eskiden olduğu gibi biri olabilmek için epey şansı olacak. Но если я удалю опухоль, у него неплохие шансы вернуться к прежней жизни.
Sizi acele ettirmek istemem ama o yaratıklar dışarıya epey bir zarar veriyor. Не хочу вас торопить, но эти твари наносят там серьезный урон.
Hayır, bu gibi şeyler için oğlum epey büyük. Нет, он уже слишком стар для таких вещей.
Einstein, 1920ler "e kadar, inanılmaz derecede üretken bir bilim insanı olarak kalmış, en önemli çalışmalarını ise, 1914" te Marić "den ayrılmasının üzerinden epey zaman geçtikten sonra ortaya çıkartmıştır. Эйнштейн остался весьма плодотворным ученым в 1920-е годы, долгое время придавая работе приоритетное значение после разрыва с Марич в 1914 году.
Bunu duymak Efendi'nin epey ilgisini çekecektir. Владыке будет очень интересно это услышать.
Peter, şu şahin epey tehlikeli görünüyor. Питер, этот сокол выглядит довольно опасным.
Rosy yemeğini yemiş, epey de içmişti. Рози всю ночь много ел и пил.
Koruyucu gözetim altında hayat epey güzel değil mi Wing? Жизнь здесь очень хороша в охраняемом крыле, да?
Merkez epey iğrenç bir yer, sevimli ayıcık. Участок - это довольно мерзкое место, медвежонок.
Hatta bir profesörüm var, onda aktaracak epey bilgi birikimi var. Вообще-то, есть один профессор, который может много чему научить.
Devamlı ağlayan ufak bir bebekle epey zor oluyor. Очень тяжело с младенцем, который постоянно плачет.
Apple DOS'teki sistem dosyası kısıtlamalarına rağmen epey şık, küçük bir başarıydı. Несмотря на ограничения файловой системы Apple DOS Это было довольно изящное достижение.
Karın ve Tina'yla çıktığınız o aptalca yolculuktan sonra bu kapının arka tarafında epey vakit geçirdin ne de olsa. Ты ведь много времени провёл с той стороны двери, когда по глупости сбежал с женой и Тиной.
Aslına bakarsan, bu epey iyi bir habermiş. Знаешь, а это очень даже хорошие новости.
Beispiele für den Wortgebrauch in verschiedenen Kontexten werden ausschließlich zu linguistischen Zwecken bereitgestellt, d. h. um den Wortgebrauch in einer Sprache und Varianten ihrer Übersetzung in eine andere zu untersuchen. Alle Beispiele werden automatisch aus offenen Quellen mit Hilfe einer zweisprachigen Suchtechnologie gesammelt. Wenn Sie einen Rechtschreib-, Zeichensetzungs- oder anderen Fehler im Original oder in der Übersetzung finden, nutzen Sie die Option „Problem melden“ oder schreiben Sie uns.

In diesem Abschnitt können Sie anhand professioneller Übersetzungen sehen, wie einzelne Wörter und Ausdrücke in verschiedenen Kontexten verwendet werden. Kontexte helfen Ihnen, Englisch, Deutsch, Französisch, Spanisch und andere Sprachen zu lernen. Hier finden Sie Beispiele mit Phrasal verbs im Englischen, idiomatischen Ausdrücken und mehrdeutigen Wörtern in einer Vielzahl von Stilen und Themen. Die Beispiele können nach Übersetzung und Themen sortiert werden, und anhand der gefundenen Beispiele kann eine Verfeinerungssuche durchgeführt werden.

Lernen Sie Fremdsprachen und prüfen Sie Verwendung von Wörtern an realen zweisprachigen Beispielen.