Beispiele für die Verwendung von "hava durumuna" im Türkischen

<>
Hava durumuna dönüyoruz, Bob. А теперь погода с Бобом.
Hava durumuna göre dün bir fırtına olabilirdi. Ama olmadı. Согласно прогнозу погоды вчера мог быть шторм. Однако его не было.
Gerçek terörizm, sizi sessizce öldürdükten sonra, özel jetlerle size doğru ve özel hava alanlarına uçar. "Çöl Gülü" isimli eşinin şıklığını tartışmak için gazetelerinizin sayfalarını işgal eder ve basınınıza bunu konuşturur. Настоящий терроризм прилетает к вам на частных самолетах в частные аэропорты, безмолвно убивает нас, занимает страницы в ваших газетах и заставляет ваши СМИ обсуждать элегантность его жены - "Розы пустынь".
Aldığı bir ilacın tıbbi ya da nörolojik durumuna ters etki etmesi olabilir. Это может быть органическое или неврологическое состояние, побочный эффект от лекарств.
Yıkımdan Maute örgütü sorumlu tutulsa da ordunun sürekli hava ateşlerinin de büyük etkisi oldu. Ordu bombaları nokta atışı şeklinde attığını söylerken bazı vatandaşlar her yerin bombalandığını söyledi. Несмотря на то, что вина возлагается на группировку "Маут", вооруженные силы также несут ответственность из - за продолжительных атак с воздуха.
Ölü değişken kendi akışkan durumuna döner. Мертвый меняющийся вернется в жидкое состояние.
Doğa İklim Değişikliği ile ilgili bir çalışma, artan hava sıcaklığının şimdiden Hindistan'da işgücünün kapasitesinin düşmesine neden olduğunu ortaya koydu. Исследования Nature Climate Chang показали, что изменения погоды уже ограничили трудоспособность людей в Индии.
Evet, şey ben, Rahip Michel'in durumuna gelebilmek için Tanrıya dua ediyorum. Да, я я очень прошу у Бога послать мне путь отца Мишеля.
Büyükanne, talep derhal yakın hava desteği Bu Fox Üç-Zero olduğunu. Бабушка, это Лиса -0, запрашиваю немедленную поддержку с воздуха.
Arkadaşım kendini aptal durumuna düşürmek üzere. Моя подруга хочет выставить себя дурой.
Bunlar hava desteği çağırmak için, anlaşıldı mı? Это для вызова поддержки с воздуха, понимаешь?
Belki, uyduruk peruklu yaşlı bir adamın onu aptal durumuna düşürmesi zoruna gitti. Может он стеснялся того, что старик в паршивом парике выставил его идиотом.
Helena'nın hava kuvveti sana söylendiği gibi müthiş olmanın yakınında bile değil. Воздушные силы Елены ни капли не страшны, как ты говорил.
Erimenin düzeyine ve vücudun durumuna bakarak, ölüm saatinin, akşam ile gece yarısı arasında olduğunu tahmin edebilirim. На основании степени оттаивания и состояния тела, я считаю, что смерть наступила между часами и полуночью.
Hava durumundaki son gelişmeleri sunman gerekmiyor mu senin, Brandi? А тебе разве не нужно заняться прогнозом погоды, Бренди?
Barbeküdeki bütün erkeklerin peşinden koşarak kendini aptal durumuna düşürdü. Она выглядела очень глупо, кокетничая со всеми мужчинами.
Hadi sana biraz hava aldıralım. Мужик, тебе подышать надо.
Ruslar alarm durumuna geçti. Русские в состоянии тревоги.
Burada hava çok temiz. Здесь такой свежий воздух.
durumuna geçiş talep ediyoruz. Запрашиваем состояние лунной орбиты.
Beispiele für den Wortgebrauch in verschiedenen Kontexten werden ausschließlich zu linguistischen Zwecken bereitgestellt, d. h. um den Wortgebrauch in einer Sprache und Varianten ihrer Übersetzung in eine andere zu untersuchen. Alle Beispiele werden automatisch aus offenen Quellen mit Hilfe einer zweisprachigen Suchtechnologie gesammelt. Wenn Sie einen Rechtschreib-, Zeichensetzungs- oder anderen Fehler im Original oder in der Übersetzung finden, nutzen Sie die Option „Problem melden“ oder schreiben Sie uns.

In diesem Abschnitt können Sie anhand professioneller Übersetzungen sehen, wie einzelne Wörter und Ausdrücke in verschiedenen Kontexten verwendet werden. Kontexte helfen Ihnen, Englisch, Deutsch, Französisch, Spanisch und andere Sprachen zu lernen. Hier finden Sie Beispiele mit Phrasal verbs im Englischen, idiomatischen Ausdrücken und mehrdeutigen Wörtern in einer Vielzahl von Stilen und Themen. Die Beispiele können nach Übersetzung und Themen sortiert werden, und anhand der gefundenen Beispiele kann eine Verfeinerungssuche durchgeführt werden.

Lernen Sie Fremdsprachen und prüfen Sie Verwendung von Wörtern an realen zweisprachigen Beispielen.