Beispiele für die Verwendung von "için çalışıyordu" im Türkischen

<>
O senin için çalışıyordu. Он работал на вас.
Ve lanet olsun eğer dirilmiş bir saksafoncu değil de gizli görevdeyse kimin için çalışıyordu? Чтоб меня, если это не воскресший саксофонист под прикрытием. На кого он работает?
Evet, Jack onun için çalışıyordu. Да, Джек работал у него.
Federal hükümet için çalışıyordu. Он был федеральным работником.
Damien bizim için çalışıyordu. Дэмиен у нас работал.
De Clerq onlar için çalışıyordu. Де Клёрк работал на них.
Son iki yıldır benim için çalışıyordu. Она работала у меня два года.
Ne zamandır sizin için çalışıyordu? Сколько она у вас работала?
Onlar benim için çalışıyordu. Они на меня работали.
Gerald, Atlas MacDowell için çalışıyordu, doğru mu? Джеральд работал в "Атлас МакДауэлл", верно?
Sanırım o başka biri için çalışıyordu. Думаю, он работал с кем-то.
Donald Bloom CIA için çalışıyordu. Дональд Блум работал на ЦРУ.
Çok tehlikeli insanlar için çalışıyordu. Он работал на ужасных людей.
Benim için referans bulmaya çalışıyordu hani? Она пыталась получить рекомендации для меня.
Internet'i özgür ve açık tutmak için toplumlara, üreticilere ve devletlere bu prensipleri tanımaları için çağrı yapıyoruz. Для поддержания интернет- пространства свободным и открытым, мы обращаемся к местным сообществам, производствам и странам с просьбой о признании этих принципов.
Bu kişilerden birkaçı, Etiyopya'daki toplumsal ve politik olaylar ile ilgili yazıyorlardı ve insan haklarının yanısıra hükümetin sorumluluk almasını destekleyen kolektif blog Zone9 ile çalışıyordu. Некоторые из этих мужчин и женщин работали с Zone9, коллективным блогом, который освещал социальные и политические проблемы Эфиопии и продвигал права человека и подотчётность правительства.
Kızıl pandalar genellikle izinsiz avlanılmasalar da, misk geyikleri ve diğer vahşi hayvanlar için konulan tuzaklara kurban gidiyorlar. Хотя браконьеры не охотятся на красных панд, они часто попадают в ловушки для кабарги и других диких животных.
Marion, Ted ile birlikte çalışıyordu. Марион, он работал с Тедом.
İlk yağmur ve şiddetli rüzgar kendini gösterdiğinde insanlar hala ahşap panellerine çekiçle vuruyor, market alışverişlerini yapıyor, Facebook'ta canlı yayın başlatıyor ve hayatlarını tehdit eden gelgite tanık olmak için kendilerini tehlikeye atıyorlardı. Первые ливни и порывы ветра уже достигли островов, и люди продолжали заколачивать свои окна деревянными досками, совершать последние пробежки в супермаркет, вести трансляции в Facebook и рисковать жизнью, чтобы стать свидетелями смертоносного величия огромных волн и прилива.
Bana elmas bir broş satmaya çalışıyordu. Он пытался продать мне бриллиантовую брошь.
Beispiele für den Wortgebrauch in verschiedenen Kontexten werden ausschließlich zu linguistischen Zwecken bereitgestellt, d. h. um den Wortgebrauch in einer Sprache und Varianten ihrer Übersetzung in eine andere zu untersuchen. Alle Beispiele werden automatisch aus offenen Quellen mit Hilfe einer zweisprachigen Suchtechnologie gesammelt. Wenn Sie einen Rechtschreib-, Zeichensetzungs- oder anderen Fehler im Original oder in der Übersetzung finden, nutzen Sie die Option „Problem melden“ oder schreiben Sie uns.

In diesem Abschnitt können Sie anhand professioneller Übersetzungen sehen, wie einzelne Wörter und Ausdrücke in verschiedenen Kontexten verwendet werden. Kontexte helfen Ihnen, Englisch, Deutsch, Französisch, Spanisch und andere Sprachen zu lernen. Hier finden Sie Beispiele mit Phrasal verbs im Englischen, idiomatischen Ausdrücken und mehrdeutigen Wörtern in einer Vielzahl von Stilen und Themen. Die Beispiele können nach Übersetzung und Themen sortiert werden, und anhand der gefundenen Beispiele kann eine Verfeinerungssuche durchgeführt werden.

Lernen Sie Fremdsprachen und prüfen Sie Verwendung von Wörtern an realen zweisprachigen Beispielen.