Beispiele für die Verwendung von "sonu iyi" im Türkischen

<>
Sonu iyi olmaz, Ian. Это плохо кончится, Ян.
Bu işin sonu iyi olacak. Göreceksiniz. Все закончится хорошо, вот увидите.
Sonu iyi biten her şey iyidir *, ha? Хорошо все то, что хорошо кончается, да?
Brooke, bunun sonu iyi bitemez. Брук, это может плохо кончиться.
Eğer böyle gitmeye devam ederse sonu iyi olmayacak, Clay. Это не закончится хорошо, если будет продолжаться таким образом.
Bunun sonu iyi bitmeyecek gibi. Это вряд ли закончится хорошо.
Bu hafta sonu çok iyi vakit geçirdim. Я неплохо провел время на этих выходных.
Ekim ayının sonunda Guangzhou'da hafta sonu düzenlenen ilk Çin - Rusya İnternet Medya Forumu'nda Rusya ve Çin'den pek çok resmi görevli ve üst düzey medya figürü bir araya geldi. В последние выходные октября чиновники и заметные деятели медиасферы из России и Китая встретились в Гуанчжоу на первом в истории российско - китайском форуме интернет - СМИ.
Ancak aynı zamanda belki bir sonraki yazacağım şeyin de o kadar da iyi olmayacağı konusunda beni biraz korkutuyor. Но в то же время она немного пугает меня, вдруг следующая вещь, которую я напишу, не будет настолько хорошей.
Öğlene kadar yatmak güçsüzler içindir, hafta içi veya hafta sonu olması farketmez: Спокойный сон - это для слабаков, будь то будний день или выходной:
Atnaf gibi genç birinin söndürülen hayâllerinin acı gerçekliği en iyi şekilde bu yazıyla ortaya koyuluyor: Грустная реальность подавленных устремлений кого - то такого молодого, как Атнаф, лучше всего отражена в этом посте:
Bugün sadece haftanın sonu değil, yaz stajının da sonu. Сегодня заканчивается не только неделя, но и летняя стажировка.
Bir kere bir adama sinir atmak için silahla ateş etmeyi sevdiğimi söyledim, ama o da Suriyeli olarak evraklarımızda iyi görünmez diye boş vermemizi önerdi. Я однажды предложила одному парню, который мне нравился, пойти пострелять, чтобы выпустить злость, но он сказал, что лучше не стоит, так как это может отразиться на наших сирийских документах.
Ama bu da sürecin sonu değildir. Но даже это не конец процесса.
Bu, ailelerin çocuklarını iyi yetiştirdiğini gösteriyor: Это служит доказательством того, что родители хорошо воспитали своих детей:
Haftaya, hafta sonu. В конце следующей недели.
Ankette, sadece yüzde'lik kısım "iyi veya çok iyi" derken, Eyalet seçmenlerinin yüzde'u hükümeti "kötü veya çok kötü" şeklinde değerlendirdi. В ходе опроса, процентов избирателей оценили его работу в правительстве как "плохо или очень плохо", только процентов ответили "хорошо или очень хорошо".
Hafta sonu için ailemi ziyarete geldim. Я приехал к родителям на выходные.
Afgan aileleri çocuklarından hep en iyiyi beklerler ve mesele, çocuklarına bir yerlerde bir başkasının daha iyi şeyler yaptığını söylemeye gelince hiç bir şansı kaçırmazlar. Афганские родители очень требовательны по отношению к своим детям и никогда не упускают случая, чтобы напомнить им: всегда есть кто - то, кто преуспел больше.
Her hafta sonu birlikte çalışırdık. Мы работали вместе каждые выходные.
Beispiele für den Wortgebrauch in verschiedenen Kontexten werden ausschließlich zu linguistischen Zwecken bereitgestellt, d. h. um den Wortgebrauch in einer Sprache und Varianten ihrer Übersetzung in eine andere zu untersuchen. Alle Beispiele werden automatisch aus offenen Quellen mit Hilfe einer zweisprachigen Suchtechnologie gesammelt. Wenn Sie einen Rechtschreib-, Zeichensetzungs- oder anderen Fehler im Original oder in der Übersetzung finden, nutzen Sie die Option „Problem melden“ oder schreiben Sie uns.

In diesem Abschnitt können Sie anhand professioneller Übersetzungen sehen, wie einzelne Wörter und Ausdrücke in verschiedenen Kontexten verwendet werden. Kontexte helfen Ihnen, Englisch, Deutsch, Französisch, Spanisch und andere Sprachen zu lernen. Hier finden Sie Beispiele mit Phrasal verbs im Englischen, idiomatischen Ausdrücken und mehrdeutigen Wörtern in einer Vielzahl von Stilen und Themen. Die Beispiele können nach Übersetzung und Themen sortiert werden, und anhand der gefundenen Beispiele kann eine Verfeinerungssuche durchgeführt werden.

Lernen Sie Fremdsprachen und prüfen Sie Verwendung von Wörtern an realen zweisprachigen Beispielen.