Beispiele für die Verwendung von "tehlikeye atma" im Türkischen

<>
Çocukları tehlikeye atma ve çocuk pornosu yayma suçlarından tutuklusun. Вы арестованы за растление малолетних и распространение детской порнографии.
Düşüncesizce hayatını tehlikeye atma. Опрометчивое поставление в опасность.
Araba hırsızlığı, halkı tehlikeye atma ve köprüdeki numaran toplam üç suç ediyor. Воровство, опасность для общества, а трюк на мосту всё это утраивает.
İlk yağmur ve şiddetli rüzgar kendini gösterdiğinde insanlar hala ahşap panellerine çekiçle vuruyor, market alışverişlerini yapıyor, Facebook'ta canlı yayın başlatıyor ve hayatlarını tehdit eden gelgite tanık olmak için kendilerini tehlikeye atıyorlardı. Первые ливни и порывы ветра уже достигли островов, и люди продолжали заколачивать свои окна деревянными досками, совершать последние пробежки в супермаркет, вести трансляции в Facebook и рисковать жизнью, чтобы стать свидетелями смертоносного величия огромных волн и прилива.
Tamam, herkes, um, buket atma vakti. Итак, все, настало время для броска букета.
Geri kalan bizleri tehlikeye atıyorsun. Ты всех нас подвергаешь опасности.
CNN ve Fox temel atma törenini yayınlayacaklar. CNN и Fox освещают церемонию закладки фундамента.
Burada geçirdiği her saniye hayatını tehlikeye atıyor. Каждую секунду здесь он рискует собственной жизнью.
Bir daha bir kadının yanında bir şeyler atma. Никогда не бросай ничего рядом с женским лицом.
Bizi, onu tekrar tehlikeye soktuğuna inanamıyorum. Снова подверг нас, ее такой опасности.
Çığlık atma, Maura. Не кричи, Мора.
Onu tehlikeye atar mıydınız, Kardinal Borgia? Вы подвергнете его опасности, Кардинал Борджиа?
Tek adım daha atma şerefsiz! Ни шагу ближе, козёл!
Kendi hayatını tehlikeye atarak bu teşkilat ve bu ulus için çok önemli şeyler yaptığını. Ты сделала нечто важное для Агентства и для страны, подвергая себя огромному риску.
Bu yüzden buna yastık atma diyorlar. Вот почему её называют брошенной подушкой.
Bir insanın hayatını tehlikeye atması kolay değil özellikle de nedeni iyi bilmiyorsa. Не так просто рисковать жизнью, не понимая, зачем это нужно.
Görevi bir kenara atma Francis. Не бросай миссию, Фрэнсис.
Ve bir bebeğin hayatını tehlikeye atıyorsun, bunu yaparken... А ты подвергаешь его жизнь опасности, пока ты...
Ve lütfen muz kabuklarını yatak odasındaki çöp kutusuna atma. И не выбрасывай банановые шкурки в мусорку в спальне.
Senin uyuşturucu kaçakçın da, gerçek Jordan Hester'i tehlikeye soktu. А из-за вашего наркодилера настоящая Джордан Хестер оказалась в опасности.
Beispiele für den Wortgebrauch in verschiedenen Kontexten werden ausschließlich zu linguistischen Zwecken bereitgestellt, d. h. um den Wortgebrauch in einer Sprache und Varianten ihrer Übersetzung in eine andere zu untersuchen. Alle Beispiele werden automatisch aus offenen Quellen mit Hilfe einer zweisprachigen Suchtechnologie gesammelt. Wenn Sie einen Rechtschreib-, Zeichensetzungs- oder anderen Fehler im Original oder in der Übersetzung finden, nutzen Sie die Option „Problem melden“ oder schreiben Sie uns.

In diesem Abschnitt können Sie anhand professioneller Übersetzungen sehen, wie einzelne Wörter und Ausdrücke in verschiedenen Kontexten verwendet werden. Kontexte helfen Ihnen, Englisch, Deutsch, Französisch, Spanisch und andere Sprachen zu lernen. Hier finden Sie Beispiele mit Phrasal verbs im Englischen, idiomatischen Ausdrücken und mehrdeutigen Wörtern in einer Vielzahl von Stilen und Themen. Die Beispiele können nach Übersetzung und Themen sortiert werden, und anhand der gefundenen Beispiele kann eine Verfeinerungssuche durchgeführt werden.

Lernen Sie Fremdsprachen und prüfen Sie Verwendung von Wörtern an realen zweisprachigen Beispielen.