Exemples d'utilisation de "yapmak" en turc

<>
Hayır, beni başsavcı yapmak için. Нет, чтобы сделать меня генпрокурором.
Beni bunu yapmak zorunda bırakma, Curtis! Не вынуждай меня делать это, Куртис!
Sırf para kazanmak için bunu yapmak zorunda değildin! Тебе не нужно заниматься этим, чтобы подзаработать.
Seninle iş yapmak gerçekten çok hoştu. Очень приятно иметь с вами дело.
Doğru şeyi yapmak ne zamandan beri hata oldu Liza? С каких пор поступать правильно означает ошибку, Лиза?
Her ne kadar bütün gün bunu yapmak istesem de işe gitmeliyiz. Я бы хотел так провести весь день, но нам пора.
Seks yapmak için bir kız elde etmek planlayacağın bir şey değildir. Чтобы заняться сексом с девушкой, не нужно планировать всё наперёд.
Bir işi yapmak vardır bir de yapmamak vardır. Bu kadar! Есть дело, которое надо раскрыть, и больше ничего!
Hayatlarının en büyük davasında böyle bir hata yapmak... Допустить такую ошибку в главном деле своей жизни.
Mart'te Clouzot ilk ses kaydı denemelerini yapmak için stüdyoya girer. В марте года Клузо сделал свои первые студийные тестовые записи.
Yapmak üzere olduğum şey bence tamamiyle saçmalık, fakat zarar veremez değil mi? Сейчас я сделаю абсолютную глупость, но от неё никакого вреда не будет!
Mutlaka hep yapmak isteyip de yapamadığın bir şey vardır. Должно быть что-то, что ты всегда хотел сделать.
Kendi sisteminde opiyatlardır Onlara çok yapmak gerekir yakalamak daha kolay. Опиум в их системе, делает их поимку намного проще.
Çay yapmak için banyo yaptığım suyu mu kullandın? Ты делаешь чай из моей воды для мытья?
Michael, seni buraya uyumak için çağırdım o işi yapmak için değil. Майкл, я тебя пригласила спать вместе, а не делать это.
Bazen satıcılar kendi özel karışımlarını yapmak için kokainle başka uyuşturucuları karıştırır. Иногда дилеры смешивают кокаин с другими наркотиками, делают свою смесь.
Herkesin damak tadına uygun bir tavup çorbası yapmak hassas bir iştir. Ama siz bunu ustasından öğreneceksiniz. Быть куриным супом для чьей-нибудь души это деликатное дело, но вы будете учится у мастера.
Yıl sonra, hala mal sayımı yapmak, Alışverişe gelenleri süper indirimler reyonuna barbekü alabilmek için yönlendiremem. Чтобы через пятнадцать лет я всё еще занимался инвентаризацией и направлял покупателей в места нужных им распродаж.
Yani, bir kerecik bile olsa, Jules'in kendim için bir şey yapmak istememi anlamasını isterdim... В смысле, хоть бы раз, Джулс почувствовала, что мне нужно что-то для себя...
Evet, ama bu demektir ki, kendisini, aptalca bir hareket yapmak için yeteri kadar çaresiz hissedecektir. Да, но это значит, что он, возможно, настолько отчаялся, что сделает глупый шаг.
Les exemples sont fournis uniquement à des fins linguistiques, c'est-à-dire pour étudier l'utilisation de mots dans une langue et leurs traductions dans une autre. Ils sont extraits automatiquement des sources ouvertes en utilisant des algorithmes de recherche de données bilingues. Si vous trouvez une erreur d'orthographe, de ponctuation ou autre soit dans l'original ou dans la traduction, utilisez l'option "Signaler un problème" ou écrivez-nous.

Dans cette section, vous pouvez voir comment les mots et les expressions sont utilisés dans différents contextes à l'aide d'exemples de traductions faites par des professionnels. La section Contextes vous aidera à apprendre l'anglais, l'allemand, l'espagnol et d'autres langues. Vous trouverez ici des exemples de verbes à particule et d'expressions idiomatiques dans des textes dont le style et le thème varient. Les exemples peuvent être triés par traductions et domaines thématiques.

Apprenez des langues étrangères, découvrez les traductions de millions de mots et d'expressions avec des exemples réels de leur utilisation grâce à notre technologie de recherche bilingue !