Sentence examples of "tercih" in Turkish

<>
Size minnettarım ama ben kendi bildiğim gibi yapmayı tercih ederim. Я признательна вам, но я предпочитаю идти своим путем.
Binlerce adamımın ölmesini izlemektense seni hayal kırıklığına uğratmayı tercih ederim Morgause. Лучше я подведу тебя, Моргауза, чем потеряю тысячи людей.
Suçlular ucuz ve izi sürülemeyen silahları tercih eder. Преступники предпочитают дешёвое оружие, которое не отследить.
Ama onun yerine gitmeyi ve yanına gelmeyi tercih ettim. Но я выбрал уйти и отправиться домой к тебе.
Üzgünüm, ama ben kendi planımı tercih ediyorum. Извините, но мне мой план нравится больше.
Ben de evimde oturup, cips ile avokado yemeyi bir sürü içki emmeyi tercih ediyorum. А я бы лучше прохлаждался дома, поедая чипсы с гуакамоле и запивая ведром маргариты.
Kendi yolumuzu çizmeyi tercih edebilmek için savaştık. Мы боролись за возможность выбирать собственный путь.
Üstelik Nana benimle birlikte yaşamaktansa Ren ile yaşamayı tercih etmesi de anlamlı. Her şeyi anlıyorum. Я также понимаю, что она выбрала жить с Реном, а не со мной.
Aslında güney kanadında bana daha uygun bir lojmanları var ama ben burada kalmayı tercih ediyorum. На южной стороне здания для меня есть помещения получше, но нам здесь больше нравится.
İki cesur genç, her şeye rağmen birbirlerini kaybetmektense ölmeyi tercih ettiler. Двое отважных влюбленных предпочли расстаться с жизнью, чем потерять друг друга.
Sadece bugünlük evde çalışmayı tercih ettim. Я просто решил поработать сегодня дома.
Yani biraz kilo almak yerine, hamile kalma riskini almayı mı tercih ettin? И вместо того, чтобы слегка набрать вес, ты решила залететь?!
Bu yunus türünün 200 metreden daha az derin olan sığ suları ve özellikle de hızlı bir gel-git akıntısı olan bölgelerle nehir ağızlarını tercih ettiği görülmektedir. Скорее всего, этот вид предпочитает мелкие воды глубиной не более 200 метров, а также любит жить в приливно-отливных зонах в речных устьях.
Önemli değil. Aslında Bayan McMichael, Mary Shelley'e benzetilmeyi tercih ederim. Вообще-то, миссис МакМайкл, я бы предпочла быть мэри Шелли.
Evet, ben botanik bahçelerini tercih ederim fakat sizi bilemem. Не знаю как вам, а мне нравятся ботанические сады.
Bunu başka bir zaman yapsak, tercih ederdim. Я бы предпочёл сделать это в другое время.
Şu anda arkadaşlarınla olmayı tercih edeceğini biliyorum, ama bazen ailen için de bir şeyler yapman gerekir. Я знаю, ты предпочел бы быть с ребятами, но иногда надо сделать что-то для семьи.
Bir arabanın arkasında bir çocukla olmak yerine arabayı tamir eden kız olmayı tercih ederdi. Она предпочитала лежать под машиной и чинить её, чем сидеть сзади с парнем.
Betts, Travis ve bütün dünyanın benim yardıma muhtaçlığıma tanık olmasını mı tercih ederdin? Ты бы предпочла, чтобы Беттс, Тревис и все остальные видели мою беспомощность?
Aslında, birçok gezegenden insanlar Wraithlerden kaçmak için sığınak ararken buraya göç etmeyi tercih etti. Вообще-то, люди из нескольких миров уже решили эмигрировать сюда, ища убежище от Рейфов.
Examples of word usage in different contexts are provided solely for linguistic purposes, i.e. to study word usage in a sentence in one language and how they can be translated into another. All samples are automatically collected from a variety of publicly available open sources using bilingual search technologies.
If you find a spelling, punctuation or any other error in the original or translation, use the "Report a problem" option or write to us.

In this section, you can see how words and expressions are used in different contexts using examples of translations made by professionals. The Contexts section will help you learn English, German, Spanish and other languages. Here you can find examples with phrasal verbs and idioms in texts that vary in style and theme. Examples can be sorted by translations and topics.

Learn foreign languages, see the translation of millions of words and expressions, and use them in your e-mail communication.