Sentence examples of "Yalandan dinliyormuş gibi yaparken" in Turkish

<>
Hondshew, en azından beni dinliyormuş gibi yap. Хотя бы сделай вид, что слышишь меня.
Zamanım önemliymiş gibi olurdu. Как будто мое время действительно чего - то стоит.
Ama sen böyle yaparken, o seni yemlemeye devam edecek. Но пока ты работаешь над этим, он остается ведущим.
Ziyaretçilerin yalandan öte bir şey olamadığını. Визитеры не несут ничего кроме лжи.
Bu oruspu çocuğu polisler telefonumu dinliyormuş. Этот сраный полицейский прослушивал мой телефон!
Sosyal medya kullanıcıları, her zaman olduğu gibi Pavlensky'nin sanat eylemleri üzerine verilen uç tepkileri tekrarlayarak övgü dolu yahut tersleyici yorumlarda bulundular. Это всё что угодно - от современного искусства, до античного карнавала (типа, Герострат), но только не политика.
Ve bir bebeğin hayatını tehlikeye atıyorsun, bunu yaparken... А ты подвергаешь его жизнь опасности, пока ты...
Yaşayanların yalandan başka verecekleri bir şey yok. Живущим нечего тебе предложить, кроме лжи.
Zavallıcık, bizi dinliyormuş! Бедняжка слышала наш разговор.
Filistin halkından büyük bir sıcaklık ve destek görüldü ve yol boyunca Iman, Shareef ve DiaaMahmoud gibi projeye paha biçilemez derecede katkıda bulunan arkadaşlar edindim. Люди Палестины оказали много тепла и поддержки этому арт - проекту; на этом пути я приобрела таких друзей как Иман, Шариф и ДиаМахмуд, невероятно много сделавшие для развития моей идеи.
Bu işi beraber yaparken zevk aldığım bir şey. Это то, что нам нравится делать вместе.
Sevgi bir yalandan ibarettir. Любовь - лишь ложь.
Sakat kıçımı öp, Tanrı dinliyormuş. Поцелуй мою уродливую задницу. Бог слушает?
Arkadaşı ona katıldığında, giydiği geleneksel elbiseyle arkadaşının renk kattığı günümüze ait elbise arasında bir rekabet varmış gibi görünüyor. Когда к ней присоединяется подруга, это становится похожим на соревнование между её традиционным платьем и современным платьем её напарницы.
Burnunu Tanrı bilir ne yaparken yaralamış. Сломала нос, занимаясь непонятно чем.
İşim, koca bir yalandan ibaret. Вся моя работа - лишь прикрытие.
Adam, Washington'ın yarısını dinliyormuş. Этот парень прослушивал пол Вашингтона.
Grup metro istasyonuna "Hiçbir zaman Yunan olamayacaksınız" gibi faşist sloganlar söyleyerek girdiler. Молодые люди вошли на станцию, выкрикивая фашистские слоганы вроде "Вы никогда не станете греками!".
Çekim yaparken meyan kökü çiğneyemezsin. Никакой лакрицы во время съёмок.
Bu yalandan başka bir şey değildir... Это всего лишь тщательно спланированная ложь...
Examples of word usage in different contexts are provided solely for linguistic purposes, i.e. to study word usage in a sentence in one language and how they can be translated into another. All samples are automatically collected from a variety of publicly available open sources using bilingual search technologies.
If you find a spelling, punctuation or any other error in the original or translation, use the "Report a problem" option or write to us.

In this section, you can see how words and expressions are used in different contexts using examples of translations made by professionals. The Contexts section will help you learn English, German, Spanish and other languages. Here you can find examples with phrasal verbs and idioms in texts that vary in style and theme. Examples can be sorted by translations and topics.

Learn foreign languages, see the translation of millions of words and expressions, and use them in your e-mail communication.