Sentence examples of "dışarı çıkmak" in Turkish

<>
Ay tutulmaları sırasında görevleri ejderhayı öldürmek olduğu için bu hadiselerde, ejderhanın gezegeni yemesini engellemek için, gökyüzüne ateş edecekleri bir yay ve okla silahlanmış olarak dışarı çıkmak zorundaydılar. Так как их обязанностью была победа над драконом, им приходилось выходить во время лунных затмений вооруженными луком и стрелой, которую запускали в небо, чтобы предотвратить поглощение спутника драконом.
Onunla dışarı çıkmak için razılık vermedim ki hiç. Я ведь даже не согласился с ней идти.
Dürüst olmak gerekirse dışarı çıkmak ve o pistin etrafında dolaşmak için can atıyordum. Ve gerçekten öyle oldu... Если честно, я так хотел выйти туда и проехать круг на треке и это действительно было...
Tamam, bak, beni aramalısın çünkü bu hafta sonu dışarı çıkmak istiyorum. Ладно. Но ты должен мне позвонить. В этот выходной я хочу на свидание.
Arada bir dışarı çıkmak gerekir anlarsın ya? Ну должен же я выходить хоть иногда.
Buradan dışarı çıkmak istiyorum. Хочу поскорее убраться отсюда!
Benim çocuğum hala oralarda bir yerde, ve dışarı çıkmak istiyor. Мой мальчик все еще здесь, и он хочет выйти наружу!
Dışarı çıkmak zorunda değiliz. Не нужно выходить наружу.
Neden yarına kadar bekleyip, hala benimle dışarı çıkmak isteyip istemeyeceğine bakmıyorsun? Почему бы и не встретится завтра, если ты все еще захочешь?
Sana demedim mi dışarı çıkmak yok diye? Разве я не говорил тебе не выходить?
Dışarı çıkmak istedim ama... Хотел выйти, но...
Ajan Keen'in dışarı çıkmak için saniyesi var. У агента Кин секунд, чтобы выбраться.
Kolumu kırdım. Bu yüzden dışarı çıkmak uzun zaman aldı. Я руку сломал, потому и вылезти не мог.
Dışarı çıkmak için pasaportunu mu almış? Он забрал паспорт, чтобы прогуляться?
Bu gece dışarı çıkmak zorunda değiliz. Мы сегодня не обязаны никуда идти.
Bir süreliğine dışarı çıkmak zorundayım evlât. Мне нужно уйти ненадолго, сын.
Dibe vurmuş ve evden çıkmaz hâldeydim, dışarı çıkmak istemiyordum. Я была тихой и малоподвижной, не хотела никуда выходить.
Bu soğukta dışarı çıkmak akıl kârı değil! Что за идея уходить в такой холод!
Hey, Kim, dışarı çıkmak gerekiyor. Эй, Ким, мне надо выйти.
Bu gece benimle dışarı çıkmak istiyorsun, değil mi? Ты хочешь пойти со мной на бал, верно?
Examples of word usage in different contexts are provided solely for linguistic purposes, i.e. to study word usage in a sentence in one language and how they can be translated into another. All samples are automatically collected from a variety of publicly available open sources using bilingual search technologies.
If you find a spelling, punctuation or any other error in the original or translation, use the "Report a problem" option or write to us.

In this section, you can see how words and expressions are used in different contexts using examples of translations made by professionals. The Contexts section will help you learn English, German, Spanish and other languages. Here you can find examples with phrasal verbs and idioms in texts that vary in style and theme. Examples can be sorted by translations and topics.

Learn foreign languages, see the translation of millions of words and expressions, and use them in your e-mail communication.