Sentence examples of "davet" in Turkish

<>
Johnson yeni evlerini gezmem için beni davet etti. Джонсон пригласил меня зайти в его новое жилище.
Onu partiye davet etme zamanımız geldi. Настало время пригласить его на вечеринку.
Lucy Noel'i ailesiyle birlikte geçirmek için beni davet etti. Red etsem kendimi kötü hissedeceğim. Люси пригласила меня отпраздновать Рождество с ее семьей, и мне неудобно ей отказать.
Bu iki bey, biraz şarap almak için beni buraya davet etti. Ну, понимаете, эти два джентльмена пригласили меня пропустить по стаканчику.
Ev sahibi havalı arkadaşlarını davet edecek. Biz de senin votkanla yapılmış kokteylleri ikram edeceğiz, kamuoyu oluşturacağız. Он приглашает крутых друзей, мы обеспечиваем бесплатные коктейли, сделанные из твоей водки, идут слухи.
Öyle görünüyor. Ve davet beni pek rahatlatmıyor. И это приглашение не очень-то меня расслабляет.
Yani, beni bir gün kayak yapmaya davet ediyor, öbür gün vazgeçiyor. Ну, сегодня я приглашён кататься на лыжах, а завтра уже нет.
Hemen akabindeki hafta Adam beni grubunu izlemeye davet etmişti. Через неделю Адам позвал меня на выступление своей группы.
Aileni davet etmek gibi harika bir fikir aklıma geldi. А мне пришла в голову идея позвать твоих родителей.
Onu evimize gelip Elena'yı işkence etmeye davet ediyoruz. Мы пригласим ее в наш дом мучить Елену.
Geçen senenin zarif erkek kraliçesi Kurt Hummel'ı bu yılki kraliçeye taç takması için davet ediyorum. Я приглашаю королеву прошлого года, нахального студента Курта Хаммела, короновать победителей этого года.
Ayrıca beraber dua etmek için insanları kiliseye davet etme timindeyim. - Dua etmek nasıl yardımcı olacakmış? Также я часть уличной команды по приглашению людей в церковь внизу, чтобы мы могли вместе помолиться.
Paterson, bu yıl adına koleksiyona katkı sağlaması için her yıl bir yazarı davet etmeyi planlıyor. Кэти Патерсон планирует каждый год, на протяжении сотни лет, приглашать авторов, которые будут передавать книги для проекта.
Mark'ın ofisindeki herkes geldi, hatta arkadaşlarını davet ettiler. Пришли все сотрудники Марка, и даже приглашённые гости.
Yarın seni balık tutmaya davet etmiş gibi bir izlenim aldım. Мне показалось, что он звал тебя завтра на рыбалку.
Dick ve kızı yarın için bizi yüzmeye davet ettiler. Дик с дочерью зовут нас завтра к себе поплавать.
Lin beni de küçük partinize davet etti. Меня Лин позвала на ваше маленькое веселье.
Ve kızınızla da, önce davet ettiğiniz ve sonra vazgeçtiğiniz. Всегда без дочери, которую сначала позвали, потом отослали.
Annie ve ben onu akşam yemeğine davet ettik. И мы с Анни приглашаем его на обед.
Jerry gibi sıkıcı insanları davet edeyim deme. Только не приглашай скучный народ вроде Джерри.
Examples of word usage in different contexts are provided solely for linguistic purposes, i.e. to study word usage in a sentence in one language and how they can be translated into another. All samples are automatically collected from a variety of publicly available open sources using bilingual search technologies.
If you find a spelling, punctuation or any other error in the original or translation, use the "Report a problem" option or write to us.

In this section, you can see how words and expressions are used in different contexts using examples of translations made by professionals. The Contexts section will help you learn English, German, Spanish and other languages. Here you can find examples with phrasal verbs and idioms in texts that vary in style and theme. Examples can be sorted by translations and topics.

Learn foreign languages, see the translation of millions of words and expressions, and use them in your e-mail communication.