Sentence examples of "elbise" in Turkish

<>
Kıvırcık Shirley kısa kollu kırmızı puantiyeli elbise giyiyordu. O parlak göz kimdi? Кудрявая Ширли была в красном платье в белые горошины с небольшими рукавами.
Senin için yeni bir elbise fikri aklıma geldi. У меня есть идея нового платья для тебя.
Bir bavul aldı, içine bir kaç elbise koydu, bebeği kucaklayıp çıktı gitti. Она достала чемодан, побросала туда кое-какую одежду, взяла ребёнка и тихонько ушла.
Takım elbise giyip seni ilgilini bile çekmeyen bir şeye kölelik ederek mi? Надев костюм и вкалывая на работе, которая тебя даже не интересует?
Bu yüzden, sana evde bulduğum birkaç temiz elbise getirdim. Привет. Я принесла тебе чистой одежды, которую нашла дома.
Arkadaşı ona katıldığında, giydiği geleneksel elbiseyle arkadaşının renk kattığı günümüze ait elbise arasında bir rekabet varmış gibi görünüyor. Когда к ней присоединяется подруга, это становится похожим на соревнование между её традиционным платьем и современным платьем её напарницы.
Diego erken gelmiş ve bir takım elbise giyiyor. Диего пришел рано, и он в костюме.
Güzel bir elbise ve en iyi dans ayakkabılarımı giyeceğim. Я надену красивое платье и лучшие туфли для танцев.
Bana yeni bir elbise aldırıyorlar ama seni bu ev elbisesiyle içeri alıyorlar. Они заставили меня купить пиджак и впустили вас в скромном домашнем платье.
Bayan Obama için yaptığınız elbise beni resmen büyülemişti. Мне так понравился ваш наряд для миссис Обама.
Elbise ve görüntü kalitesine bakarsak lab görüntülerin en az sene öncesine ait olduğunu düşünüyor. Судя по одежде и качеству изображения, специалисты сказали, записи не менее лет.
Eğer sende yoksa.. bir elbise veya etek almayı.. düşün istersen. ты могла бы прикупить платье или юбку если у тебя еще нет...
Evet, bana yazdı, Başkanın karısına iki elbise satmış. Он сказал, что продал два платья жене мэра Алжира.
Anne yeni bir elbise almaya çalıştı ancak çevredeki mağazalar çoktan kapanmıştı. Мать пыталась купить новую одежду, но магазины в этом районе были уже закрыты.
Takım elbise giymen gerekiyor, ama kolay para kazanıyorsun. Тебе придется одеть костюм, но это легкие денежки.
Mücevher dükkanının etrafındaki dikenli tel örgüye takılmış bir elbise parçasının üzerinde de minik bir kan damlacığı bulundu. Также были обнаружены крошечные капли крови на куске одежды, застрявшем в колючей проволоке, окружающей ювелирный.
Üzerimde Harry'nin mezuniyetinde giydiğim elbise ve altın ayakkabılarım var. Tamam Bayan Goldfarb, gidiyoruz. Я надену платье, в котором была у Гарри на выпускном и золотистые туфли.
Böyle bir elbise için boyu en az santim uzun. Для такого платья жертва должна быть на см длиннее.
Bir kaç saat önce o elbise benimdi tamam mı? Пару часов назад платье было моим, так ведь?
Sosyeteye tanıştırılacak kız balosuyla ve elbise parçalamayla başlıyoruz, değil mi? Мы начинаем с бала дебютанток и сцены уничтожения платья, верно?
Examples of word usage in different contexts are provided solely for linguistic purposes, i.e. to study word usage in a sentence in one language and how they can be translated into another. All samples are automatically collected from a variety of publicly available open sources using bilingual search technologies.
If you find a spelling, punctuation or any other error in the original or translation, use the "Report a problem" option or write to us.

In this section, you can see how words and expressions are used in different contexts using examples of translations made by professionals. The Contexts section will help you learn English, German, Spanish and other languages. Here you can find examples with phrasal verbs and idioms in texts that vary in style and theme. Examples can be sorted by translations and topics.

Learn foreign languages, see the translation of millions of words and expressions, and use them in your e-mail communication.