Sentence examples of "elinde" in Turkish

<>
Elinde bir şüpheli var işte, Luke Cage. Так у вас есть подозреваемый, Люк Кейдж.
Hayır, ama bence bir ipucu vardır elinde, ketumluk ediyor sadece. Нет. Но думаю у него есть зацепка. Он просто о ней умалчивает.
Bizim ihtiyar, elinde sigarayla birlikte koltuğun üstünde uyuya kalmış. Старик не уснул на диване с зажженной сигаретой в руках.
Freddie, ne var elinde bugün? Alüminyum mu, plastik mi? Йоу, Фредди, что там у тебя сегодня алюминий или пластик?
Resimlerden bir kaçı, sandalyemin arkasında dikilen elinde dövmesi olan genç bir latin erkeği gösteriyor. На нескольких фото виден молодой латиноамериканец с татуировкой на руке, крутившийся возле моего кресла.
Açık bir şekilde. Şu anda maalesef telefonlar insanların elinde yanıyor. К сожалению, пока телефон горит y людей в руках.
Guy duygusal sorunları var, elinde bir silahla biter? Парень с эмоциональными проблемами заканчивает с оружием в руке?
Elinde siyah bir kare olan bir adam bir şeyler inceliyor gibiydi. Мужчина держал что-то вроде черного квадрата, как будто что-то сканировал.
Diğerinin elinde bir silah var. Bizimkiler içeri girince geri çekilip silahı bırakıyor. Вторая держит пистолет, но бросает его и отходит, увидев оперативников.
Ben bürokrat birinin elinde ölmeyi reddediyorum ve bunu sana da öneririm. Я отказываюсь умирать от руки бюрократа, как и тебе стоит.
Tamam, belki bunun yardımı olur. Elinde bir kalem olduğunu düşün. Хорошо, может это поможет представь, что ты держишь ручку.
Sara'yı arama riskini alacağım. - Sence telefonu hâlâ elinde midir? мне нужно позвонить Саре думаешь, она всё ещё может ответить?
Walker hakkında elinde iyi bir şeyler vardı ama sen bunu çöpe attın. У вас была хорошая возможность расколоть Уокера, но вы ее проворонили.
Sonra da elinde sadece bir şansı kalır. И у него останется только один выбор.
Ülke dışına çıkarıldıkları ve şu anda İRİS'in elinde olduğu düşünülüyor. Вероятнее всего, они уже за границей в руках IRIS.
Ama şimdi elinde bir şey vardı ve bunu inşa ediyordun. Но у тебя было что-то, и ты построил что-то.
Dr. Breyer'ın sağ elinde yapışkan bir madde var. На правой руке доктора Брейера - липкое вещество.
O karanlık, yaklaşan, güçlü ve elinde ilkel bir silah tutan biri. Он темный, смутное очертание, крепкий, с примитивным оружием в руках.
Yaşlı kadın Talli'nin vücudunun dibinde duruyordu, elinde kanlı bir bıçak tutuyordu. Пожилая леди стояла над телом Талли, держа в руке окровавленный нож.
Trene yetişmeye çalışan bir adam varmış ve elinde bir çift eldiven taşıyormuş. Как-то один парень опаздывал на поезд, и он держал пару перчаток.
Examples of word usage in different contexts are provided solely for linguistic purposes, i.e. to study word usage in a sentence in one language and how they can be translated into another. All samples are automatically collected from a variety of publicly available open sources using bilingual search technologies.
If you find a spelling, punctuation or any other error in the original or translation, use the "Report a problem" option or write to us.

In this section, you can see how words and expressions are used in different contexts using examples of translations made by professionals. The Contexts section will help you learn English, German, Spanish and other languages. Here you can find examples with phrasal verbs and idioms in texts that vary in style and theme. Examples can be sorted by translations and topics.

Learn foreign languages, see the translation of millions of words and expressions, and use them in your e-mail communication.