Sentence examples of "gidecek" in Turkish

<>
B gelecek, araştırmasını yapacak ve yoluna gidecek. Б придет, сделает свои открытия и уйдет.
Başkan yardımcısı, bir anaokulunu ziyaret etmek için gelecek ay Batı Virginia'ya gidecek. Вице-президент в следующем месяце едет в Западную Виргинию, чтобы посетить детский сад.
Porthos bir yere gidecek durumda değil. Портос не в состоянии никуда ехать.
Sahip olduğu herşey elinden gidecek bir ayağını ötekinin önüne atmak için ve günü atlatabilmek için. Ему понадобятся все силы, чтобы просто сделать один шаг и пережить еще один день.
Çocuk kaleye gönderildiğinde tabii. O da o zaman gidecek. Она уедет тогда, когда мальчишка отправится в Тауэр.
Ve bu sefer, Her sent kasaya gidecek. И на этот раз каждый цент пойдет клубу.
O okula gidecek ve bu son sözüm. Она идет в школу и это окончательно.
Bu da buradan gidecek olan binanın buraya gelen ile aynı ağırlıkta olacağı anlamına geliyor. Это значит, что здание отсюда с точно такой же массой должно отправиться назад.
Yarın Napoli'ye gidecek bir gulyon var. - Yolcuları da alıyor. Утром в Неаполь отправляется галеон, который принимает на борт пассажиров.
Bu alan yakınında birçok evsiz yaşıyor, kesinti boyunca gidecek hiçbir yeri olmayan insanlar. В том районе много бездомных, людей, которым некуда податься во время отключки.
Kerry ve Vincent eve gidecek. Кэрри и Винсент поедут домой.
O Dee'yi bulmak için nereye gidecek? Куда она могла поехать искать Ди?
Sonra oraya gidecek ve buna neden olan herkesi tek tek mahvedeceksin. И затем пойдешь туда и уничтожишь всех, кто совершил это.
Bu arada, gidecek hiçbir yeri kalmayan Michael annesine ender ve istemsiz bir ziyarette bulunmuştu. А Майкл, не зная, куда пойти, нанёс редкий незваный визит своей маме.
Bu demektir ki, eğer kaybedersen, bin doların gidecek. Это значит, если ты проиграешь, придется отдать штуки.
Şu görüşme nasıl gidecek bir bakalım, sonra ne yapılacağına karar veririz. Посмотрим, как пройдет звонок, а потом решим, как действовать.
Sen kalacaksın ve Hank gidecek mi? Ты останешься, а Хэнк уедет?
Bekle, yani onu Lewis'lere verecek ve çekip gidecek misin? Погоди, ты что просто отдашь её им и уедешь?
Ağlayan çocuklarımızı kontrol etmek için yukarı çıkarsam gidecek misin? Если я пойду наверх проверить детей, ты уйдёшь?
Bu sanki o basıp gidecek ve seninle ya da başka biriyle yeni bir aile kuracak gibi hissettiriyor. У меня ощущение, что она уходит, чтобы создать новую семью с вами или ещё что-то.
Examples of word usage in different contexts are provided solely for linguistic purposes, i.e. to study word usage in a sentence in one language and how they can be translated into another. All samples are automatically collected from a variety of publicly available open sources using bilingual search technologies.
If you find a spelling, punctuation or any other error in the original or translation, use the "Report a problem" option or write to us.

In this section, you can see how words and expressions are used in different contexts using examples of translations made by professionals. The Contexts section will help you learn English, German, Spanish and other languages. Here you can find examples with phrasal verbs and idioms in texts that vary in style and theme. Examples can be sorted by translations and topics.

Learn foreign languages, see the translation of millions of words and expressions, and use them in your e-mail communication.