Sentence examples of "içeri" in Turkish

<>
Gördüğünüz gibi, içeri girmenin kolay bir yolu yok. Как вы видели, определённого способа пробраться внутрь нет.
Ne kadar çabuk içeri gidersen, o kadar çabuk peynirlere kavuşursun. Чем раньше ты туда пойдешь, тем раньше получишь сыр. Ладно.
Sentinel'i koru, onu içeri kapat! Береги Сентинела! Закрой его внутри.
Hayır, ama içeri girmek için o boruyu kullanacağız. Нет, но мы используем трубу что бы войти.
Oliver tatlım, içeri gelip güle güle demek ister misin? Оливер, милый, ты не хочешь зайти и попрощаться?
Tamam. Sen düşün. Ben içeri dönüp kurtları doyuracağım çünkü biraz kudurmaya başladılar. Ты подумай, Долли, а я пока пойду и покормлю волков:
Peki adli tıp gelene kadar hiç kimse içeri girmeyecek. Никто сюда не заходит, пока не прибудут криминалисты.
Ama sen arkadaşlarımı çoktan içeri aldın. Но ты уже впустил моих друзей.
Yoksa sizi içeri alıp çocuklarınızı Koruyucu Hizmetler'e teslim etmek zorunda kalacağım. Иначе мне придётся арестовать вас и передать ваших детей отделу опеки.
Beni içeri aldı, kanı temizledi ve bana bir bardak limonata verdi. Она отвела меня в дом, обработала коленки, дала стакан лимонада.
Kaçış arabasını ben kullanırım, sen içeri girersin, büyükanne kapıyı kollar. Я поведу машину, ты войдёшь, а бабушка постоит на стрёме.
Birden içeri geldi ve bağırmaya başladı. Она просто вошла и начала орать.
İnsanlara Kütüphaneci olduğumuzu söyledik, onlar da bizi içeri aldılar. Мы говорим людям что мы Библиотекари и они впускают нас.
Bana yeni bir elbise aldırıyorlar ama seni bu ev elbisesiyle içeri alıyorlar. Они заставили меня купить пиджак и впустили вас в скромном домашнем платье.
Keskin nişancılar onları indirir, camlar kırılınca bir ekip yukarıdan bir diğeri de merdivenlerden içeri dalar. Снайперы убирают клоунов, выбивают окна, входят через оконные проёмы. Другой отряд поднимается по лестнице.
Umurumda değil. Şu an hala hayatta olmamızın tek sebebi kağıt oyunlarının sona erip içeri girmeleri. Мы сейчас живы лишь потому, что они закончили карточную игру и зашли в дом.
Yok ama az önce üç tane indirimli dükkanın önünden geçtim ve içeri girmedim. Никак. Но я прошла мимо трёх распродаж и ни на одну не зашла.
Onun için bir denizaltıya ameliyat ekibi ve mürettebat yerleştireceğiz onu küçültüp bir atardamardan içeri enjekte edeceğiz. Так что мы решили посадить хирурга в подводную лодку, уменьшить ее и ввести в артерию.
Seni özel milke izinsiz girmek ve demiryollarına zarar vermekten içeri attığımda şehri daha iyi tanıma fırsatı bulursun. Тебе, наверняка, понравится, когда я посажу тебя за решётку за порчу преимущества железной дороги.
Bayan Corcoran, lütfen beni içeri alın. Пожалуйста! Мисс Коркоран, пустите меня!
Examples of word usage in different contexts are provided solely for linguistic purposes, i.e. to study word usage in a sentence in one language and how they can be translated into another. All samples are automatically collected from a variety of publicly available open sources using bilingual search technologies.
If you find a spelling, punctuation or any other error in the original or translation, use the "Report a problem" option or write to us.

In this section, you can see how words and expressions are used in different contexts using examples of translations made by professionals. The Contexts section will help you learn English, German, Spanish and other languages. Here you can find examples with phrasal verbs and idioms in texts that vary in style and theme. Examples can be sorted by translations and topics.

Learn foreign languages, see the translation of millions of words and expressions, and use them in your e-mail communication.