Sentence examples of "kalmak" in Turkish

<>
Ama, oradaki krizle birlikte, burada kalmak daha iyi. Но там сейчас кризис, так что оставаться лучше здесь.
Benim için burada kalmak demekti bu. Для меня это означало остаться здесь.
Ve bu keşmekeşte sağ kalmak için siz de öyle yapacaksınız. И вы тоже будете, чтобы выжить в этих джунглях.
Peki, sen kalmak zorunda Koruyucu gözaltında duruşmaya kadar. Ну, вам придется побыть под охраной до суда.
Artık onunla kalmak için bir sebep de kalmadı. У меня больше нет причин жить с ним.
Ama bunu çözene kadar, evinizin dışında.... kalmak için farklı bir yer bulmanız gerekecek. И пока мы этого не выясним, вы должны найти другое место где можете остановиться.
Belki onunla biraz yalnız kalmak istersin diye düşündüm. Я хотел немного времени провести с ним наедине.
Seninle aynı hücrede kalmak benim için büyük bir şeref. Для меня честь сидеть с тобой в одной камере.
Burada hayatta kalmak için her şeyimiz var. Здесь у нас есть всё для выживания.
Kızın burada kalmak istiyor. Burada kalmak ve öğrenmek zorunda. Твоя дочь хочет остаться дома и нормально продолжать учиться.
Hayır. Benim büyük maceram, ninem Pearl ve ayak mantarlarıyla baş başa kalmak. Все мои приключения будут в доме моей бабушки, где и делать нечего.
Evet. Güney Kharun da bunu duydu, bir dakika daha kalmak istemiyorlar. Южный Карун узнал об этом и не намерен задерживаться ни на минуту.
Ayrıca kalmak için bolca yer de var. Плюс, здесь много места для заготовок.
Ben bir süreliğine burada kalmak zorundayım. Я вынужден находиться здесь некоторое время.
Bak, Ollie bana ayık kalmak için bir sebep aradığını söyledi. Слушай, Олли сказал, что тебе нужна причина оставаться трезвым.
Gelip gidiyorsun, ama içimizden bazıları geride kalmak zorunda. Ты приходишь и уходишь, но кому-то приходится оставаться.
Al. Burada kalmak istiyorsan onu beslemeyi bırakman gerek. Если хочешь остаться здесь, перестань кормить его.
Hayatta kalmak için güneşe ve havaya ihtiyacı var. Нуждается в солнце и воздухе, чтобы выжить.
Kararımı verdim, ve şu an onunla yalnız kalmak istiyorum. Я все решила и хочу побыть наедине с моим мужем.
Orada yatılı kalmak istiyordu, İleri derecede Fransızca biliyordu, iyi eğitimliydi. Она хотела жить в доме, свободно говорила по-французски, хорошо образована.
Examples of word usage in different contexts are provided solely for linguistic purposes, i.e. to study word usage in a sentence in one language and how they can be translated into another. All samples are automatically collected from a variety of publicly available open sources using bilingual search technologies.
If you find a spelling, punctuation or any other error in the original or translation, use the "Report a problem" option or write to us.

In this section, you can see how words and expressions are used in different contexts using examples of translations made by professionals. The Contexts section will help you learn English, German, Spanish and other languages. Here you can find examples with phrasal verbs and idioms in texts that vary in style and theme. Examples can be sorted by translations and topics.

Learn foreign languages, see the translation of millions of words and expressions, and use them in your e-mail communication.