Sentence examples of "tutmak" in Turkish

<>
Hepsini bir arada tutmak akıllıca değil bu yüzden ayıralım. Держать их все вместе глупо, их лучше разделить.
Şu anki acil menfaatimiz o puştu hayatta tutmak. Сейчас в наших интересах сохранить этому подонку жизнь.
Başkan sadece seni tutmak istiyor. Президент хочет оставить только тебя.
Eğer biri yaralanırsa, yeni bir çalışan tutmak daha ucuz. Если кто-то получит повреждение, то дешевле нанять нового работника.
Oui, bedava süitinizdeki jakuzide, ki mösyö orayı elinde tutmak ister. В джакузи, в бесплатном люксе, в котором месье желает остаться?
O zamanlar Daniel'ı hayatta tutmak için bana ihanet etmiştin. Тогда ты предала меня, чтобы спасти жизнь Дэниэлу.
Sophie'nin, Alice Webster gibi davranmasını sağladın. Onu daha yakında tutmak için. Вы заставили Софи выдать себя за Элис, чтобы удержать её рядом.
Okullar tekrar açıldığında, çocukları evde tutmak için bir yol bulmuş olup ailelere - ki her zaman aileler olmuştur - şimdi de huzur içinde sokaklara dönmesi, polislerle selfi çekinerek suçlamayı sorması için baskı yapacaktır. Когда он начнётся, Алкмин найдёт способ удержать детей дома, переложив свою работу на напуганные семьи, которые непременно накажут непослушных детей... и смогут дальше спокойно ходить по улицам, делать селфи с полицией и просить импичмента.
Bu odayı kasası için tutmak zorunda kaldık. Нам пришлось взять этот номер из-за сейфа.
Son yıl içinde, astronot Hubble'ı hayatta tutmak için kendi canları pahasına çalıştılar. За последние два десятилетия астронавта жертвовали своей жизнью, чтобы дать жизнь Хаббл.
Bu, babasının oğlunun tasmasını neden kısa tutmak istediğini açıklar. Это объясняет, почему отец держал его на коротком поводке.
Muhtemelen evet, ama onu tutmak için sebebimiz olur. Возможно, нет, но мы сможем задержать ее.
Onu Henshaw'ı hayatta tutmak için zorladılar. Они заставили его поддерживать жизнь Хэншоу.
Cesedi bir kaç gün burada tutmak zorundayız. Мы вынуждены пару дней подержать тело здесь.
Scott Gwen'i güvende tutmak için ne gerekiyorsa yapmamızı söyledi. Скотт сказал делать всё возможное, чтобы уберечь Гвен.
Onu ve dünyanın geri kalanının güvende tutmak için. Чтобы сохранить ее и остальной мир в безопасности.
RAM'in bir kısmı, yazılım tarafından yüklenen iPod OS'u tutmak için kullanılır, ancak çoğunluğu depolama ortamından gelen şarkıları önbelleğe almaya yarar. Часть ОЗУ используется, чтобы держать iPod OS загруженной из прошивки, но большинство ОЗУ служит для кэша песен из жесткого диска.
Ama gözlerini açık tutmak zorundasın, tamam mı? Но вы должны держать глаза открытыми, понимаете?
Gerçek kimliğimi saklı tutmak için bayağı bir çabalıyorum. Я очень стараюсь сохранить свою личность в секрете.
Ucuz mağazalara gidiyorum, ama o kıyafeti elimde tutmak için bir yol bulacağım. Я согласна на сэконд-хэнд, но я найду способ оставить себе ЭТО платье.
Examples of word usage in different contexts are provided solely for linguistic purposes, i.e. to study word usage in a sentence in one language and how they can be translated into another. All samples are automatically collected from a variety of publicly available open sources using bilingual search technologies.
If you find a spelling, punctuation or any other error in the original or translation, use the "Report a problem" option or write to us.

In this section, you can see how words and expressions are used in different contexts using examples of translations made by professionals. The Contexts section will help you learn English, German, Spanish and other languages. Here you can find examples with phrasal verbs and idioms in texts that vary in style and theme. Examples can be sorted by translations and topics.

Learn foreign languages, see the translation of millions of words and expressions, and use them in your e-mail communication.