Sentence examples of "yapmak" in Turkish with translation "сделать"

<>
Hayır, beni başsavcı yapmak için. Нет, чтобы сделать меня генпрокурором.
Bir seferliğine, doğru bir şey yapmak için fırsat bu. Это мой последний шанс сделать что-то правильное, хоть раз.
Whistler, bunu sen yapmak zorundasın. Свистун, ты должен сделать это.
Bunu yapmak için bana hiç fırsat vermedin. Ты никогда не давала мне сделать это.
Hayatımda ilk defa, ilk defa birşeyi bununla yapmak istemiştim, anlıyor musun? Впервые в моей жизни я действительно хочу сделать что-то с этим, понимаешь?
Foreman'a beyin biyopsisi mi yapmak istiyorsun? Вы хотите сделать Форману биопсию мозга?
Anlamsız ve saçma bir şeyler yapmak istiyordum. Мне хотелось сделать что-нибудь глупое и бессмысленное.
Mesele güzel ve büyüleyici bir şeyler yapmak. Главное - сделать что-то красивое и удивительное.
Belki Al-26 bir şeyi görünmez yapmak için değil bir şeyi geri getirmek için kullanılıyordur. Может Ал-26 был нужен не затем чтоб сделать их невидимыми, а чтобы вернуть.
Bunu yapmak için çok uzun zamandır bekliyordum. Я долго ждал, чтобы сделать это.
Neden bunu yapmak için okul kapısını seçtin ki? Почему ты решила это сделать перед школьными воротами?
Kelsey, yazarla iletişime geçip bir teklif yapmak için iznin var. Келси, разрешаю тебе связаться с автором и сделать ей предложение.
Şimdi, bir istisna yapmak için iyi bir zaman olabilir. Ну, сейчас наверное самое время, чтобы сделать исключение.
Programı devam ettirip bizi özel ajan yapmak zorunda kalacaklar. Им придется сохранить программу и сделать нас специальными агентами.
Ancak çok büyük bir hata yapmak üzeresin. Но ты собираешься сделать очень большую ошибку.
Kalbim çarpıyor, bir gerizekalı gibi terliyorum. Sanki yapmak zorunda olduğum bir şey varmış gibi aklımı kaçırıyorum. Сердце колотится, потею как ненормальный, весь на взводе, как будто надо срочно что-то сделать.
Dışarı çıkıp vahşice bir şey yapmak istiyorum. Я хочу пойти и сделать что-нибудь дикое.
Önemli bir şeyler yapmak için tek şansımız. Это наш единственный шанс сделать что-то важное.
Tuck, John silah yapmak için biraz demir bulun. Тук, Джон, принесите инструменты чтобы сделать оружие.
Vaktim varken son bir katkı yapmak istedim. Думала сделать последний вклад, пока могу.
Examples of word usage in different contexts are provided solely for linguistic purposes, i.e. to study word usage in a sentence in one language and how they can be translated into another. All samples are automatically collected from a variety of publicly available open sources using bilingual search technologies.
If you find a spelling, punctuation or any other error in the original or translation, use the "Report a problem" option or write to us.

In this section, you can see how words and expressions are used in different contexts using examples of translations made by professionals. The Contexts section will help you learn English, German, Spanish and other languages. Here you can find examples with phrasal verbs and idioms in texts that vary in style and theme. Examples can be sorted by translations and topics.

Learn foreign languages, see the translation of millions of words and expressions, and use them in your e-mail communication.