Exemplos de uso de "farkına varmaz" em turco

<>
Çoğu insan diğerlerinin farkına varmaz. Большинство людей не замечает других.
Sean böyle şeylerin farkına varmaz. Шон не замечает подобные вещи.
Kari, Rune'la üç yıl çıktıktan sonra, Phillip'in farkına varmaya başlamıştı. Повстречавшись с Руном три года, Кари начала обращать внимание на Филиппа.
Gemiye varır varmaz, onu almak için geri döneriz. Как только доберёмся до корабля, вернёмся за ним.
Eli'ın ölümünden sonra bunun farkına vardım. Я заметил это после смерти Илая.
Red Rock'a varır varmaz. Как прибудем в Ред-Рок.
Aslında bunun farkına mahkemedeyken vardım. Я понял это в суде.
Yoksa farkına mı vardı? что он понял?!
Bir kişi bunun farkına vardığında öldürmez ya da ölüme sebebiyet vermez. " Когда человек это осознает, он не убивает и не велит убивать.
O mutsuz ve büyük bir hata yaptığının farkına varmış. Она несчастна. Она поняла, что сделала огромную ошибку.
Ne zaman farkına vardınız? Когда вы это заметили?
Artık, kendi başına küpeşteden asılı durduğunun farkına varmıştı. Теперь он понял, что он сам по себе.
Ajan Gibbs'in, kayıp olduğumuzu farkına varıp varmadığını merak ediyorum. Интересно, понял ли агент Гиббс, что мы пропали.
Charlie ve Dee, Frank'ten kan alıyordu ama Charlie farkına vardı ki ilk doğan Dee'ymiş. Чарли с Ди выкачивали из Фрэнка кровь, когда Чарли понял что Ди родилась первой.
Ama aynı zamanda kültürüne tutunmak ve bunun ne kadar özel olduğunun farkına varmak da önemli. Но для тебя очень важно не забывать свою культуру и осознавать, насколько она особенная.
Bize ihtiyacı var ve artık bunun farkına varması lazım. Это мы нужны ей и она скоро это поймет.
Umarım Jack Ryan ne kadar şanslı olduğunun farkına varır. Надеюсь Джек понимает, как ему с вами повезло.
Kendini kandırdığının farkına varmak aslında çok kötü bir şey. Самое ужасное - понять, что ты занимаешься самообманом.
Bir yerden sonra, elinden gelen her şeyi yaptığının farkına varmak gerekiyor. Когда-нибудь придёт пора понять, что ты сделала всё, что могла.
Burasının ait olduğum yer olduğunun farkına vardım, Brian. Знаешь, Брайан, я понял где мое место.
Os exemplos de uso de palavras em diferentes contextos são dados só para fins linguísticos, ou seja, para estudar o uso de palavras numa língua e as suas traduções para outra. Todos os exemplos são colecionados automaticamente em fontes abertas usando tecnologia de pesquisa de dados bilíngues. Se você encontrar algum erro de ortografia, pontuação ou outro erro no texto original ou na tradução, use a opção "Reportar um erro" ou escreva para nós.

Nesta seção, você pode ver como palavras e expressões são usadas em diferentes contextos usando exemplos de traduções feitas por profissionais. A seção Contextos o ajudará a aprender inglês, alemão, espanhol e outros idiomas. Aqui você pode encontrar exemplos com verbos frasais e idiomas em textos que variam em estilo e tema. Exemplos podem ser classificados por traduções e tópicos.

Aprenda línguas estrangeiras, veja a tradução de milhões de palavras e expressões e use-as em sua comunicação por e-mail.