Beispiele für die Verwendung von "Yemek" im Türkischen

<>
Bak Kate, yarınki yemek büyük bir olay. Слушай, Кейт, завтрашний ужин очень важен.
Şu sahnede ünlü birisi için yemek yaptığı gösteriye mi? Она готовила обед для какой-нибудь знаменитости прямо на сцене?
Daha sonra güzelce yemek hazırlayıp seni tekrar davet edeceğim. Я приглашу тебя снова, когда приготовлю побольше еды.
Bunlar için şükran dolu olmalıyız. Ama diğer şeylerin yanında, yemek yalnızca bir sembol. Мы должны быть благодарны за это но еда - это просто символ всего остального.
Tüm Kung Fu ustaları için yemek hazırlamam isteniyor. Просишь приготовить еду для всех больших мастеров кунг-фу.
İçeri gelip ayakta pizza yemek ister misiniz? Вы хотите зайти и поесть пиццу стоя?
Bu yüzden yemek yapmalı ve gülümsemeliyim. Ve lanet iyi ki doğdun şarkısı söylemeliyim. Мне придётся готовить, улыбаться и петь проклятую "С днём рождения тебя"
Neden hepsini de bu gece romantik bir yemek için saklamıyoruz? Почему бы не сохранить это для романтического обеда сегодня вечером?
Bana söz ver, yemek yemeden önce ellerini yıkayacaksın. Пообещай, что перед едой ты помоешь свои руки.
Ben sadece öğlen yemeklerimi tek başıma yemek istemiyorum. Я не хочу каждый день обедать в одиночестве.
Acaba cuma akşamı yemek için o yazıyı silebilir misin diyecektim. Может, ты снимешь её ради ужина в пятницу вечером?
Kuşlar tıka basa pirinç yedikten sonra başka bir şey yemek istemiyorlar. Птицы его съедают, а потом кроме риса ничего не едят.
Ciğerler ıslık çaldığında, yemek pişmiş demektir. Когда легкие начинают свистеть, блюдо готово.
Sadece yemek pişirilen bir mutfak için garip bir sahneydi. Что нетипично для кухни, где готовят только еду.
Ey Tanrım, muhteşem inayetin için sana yalvarıyoruz ve yemek üzere olduğumuz yiyecek için sana şükran duyuyoruz. Amin. О, Господь Бог, мы ждем благодати твоей и благодарим тебя за пищу, которую мы едим.
Grill'de Rick ile yemek için buluşacaktık konuşmak için işte. Я обедаю с Риком в гриле, чтобы поговорить.
Hey, bu gece direksiyon başında yemek yok. Sağlıklı yemek istiyorum. Эй, сегодня никаких закусочных, я хочу какой-нибудь здоровой пищи.
Hayal etmeme gerek kalmadı çünkü kilometre uzağımda yaşıyor ve arada yaptığımız gibi yemek için buluştuk işte. Мне не пришлось его представлять. Он живет в тридцати километрах. Мы пообедали, как делаем иногда.
Bayan Lewis, birlikte yemek kimin fikriydi Jennifer'ın mı, Michael'ın mı? Миссис Льюис, чья была идея пообедать вместе, Дженнифер или Майкла?
Aslında, daha çok evde kalıp, sessiz bir yemek yer ve öpüşürüz diye düşünmüştüm. Вообще-то, я думала, может, мы останемся дома, поужинаем, будем целоваться...
Beispiele für den Wortgebrauch in verschiedenen Kontexten werden ausschließlich zu linguistischen Zwecken bereitgestellt, d. h. um den Wortgebrauch in einer Sprache und Varianten ihrer Übersetzung in eine andere zu untersuchen. Alle Beispiele werden automatisch aus offenen Quellen mit Hilfe einer zweisprachigen Suchtechnologie gesammelt. Wenn Sie einen Rechtschreib-, Zeichensetzungs- oder anderen Fehler im Original oder in der Übersetzung finden, nutzen Sie die Option „Problem melden“ oder schreiben Sie uns.

In diesem Abschnitt können Sie anhand professioneller Übersetzungen sehen, wie einzelne Wörter und Ausdrücke in verschiedenen Kontexten verwendet werden. Kontexte helfen Ihnen, Englisch, Deutsch, Französisch, Spanisch und andere Sprachen zu lernen. Hier finden Sie Beispiele mit Phrasal verbs im Englischen, idiomatischen Ausdrücken und mehrdeutigen Wörtern in einer Vielzahl von Stilen und Themen. Die Beispiele können nach Übersetzung und Themen sortiert werden, und anhand der gefundenen Beispiele kann eine Verfeinerungssuche durchgeführt werden.

Lernen Sie Fremdsprachen und prüfen Sie Verwendung von Wörtern an realen zweisprachigen Beispielen.