Beispiele für die Verwendung von "anlaşma yatar" im Türkischen

<>
Booth'u öldür yoksa anlaşma yatar. " Убей его или сделке конец ".
Formosa ve Vietnam hükümeti arasında milyon dolarlık bir anlaşma olmasına rağmen, hükümetin yavaş hareket etmesi ve çelik fabrikasının sahibi olan holdingin sorumluluktan yoksun oluşunun yarattığı öfke ve hüsran ülke sınırlarını aştı ve geçen bir yılda da devam etti. Медлительность правительства, а также отсутствие подотчетности в отношении металлургического завода вызвали гнев и отчаяние, которые вылились в массовые протесты по всей стране и продолжаются уже целый год, хотя правительство Вьетнама и заключило с заводом соглашение на миллионов долларов США.
Dün, oğlunuz onunla yatar mıyım diye sordu. Вчера ваш сын попросил меня переспать с ним.
Nelson Davies'le bir anlaşma yaparız. Evi satışa çıkmış gibi gösteririz. Мы договоримся с Нельсоном Девисом, и дом продаст компания.
Beş yıl hapis yatar ve sonra onu sınır dışı ederiz. Она отсидит пять лет, а потом мы ее депортируем.
Bu dünyada güçlerim sınırlı işte bu yüzden sana bir anlaşma önermeye geldim. Мои силы здесь ограничены, и поэтому я явился тебе предложить сделку.
Cevap, yer altında yatar ve son derece yaratıcıdır. Ответ лежит под землёй, и он очень остроумен.
Tam da Suriye'de eşi benzeri görülmemiş bir çok ilginç anlaşma yapmak üzereydim. Я сейчас в процессе очень интересных переговоров, кое-что уникальное в Сирии.
Eğer Jimmy ölürse, anlaşmamız yatar. Если Джимми умрёт - сделка расторгнута.
Anlaşma yok, iyilik yok. Anladın mı? Никаких сделок, никаких одолжений, понятно?
Ben eskiden, bilirsin yatağa yatar ve diğer şehirleri hayal ederdim. Раньше я любила лежать на кровати и мечтать о других городах.
Boşanırken daha iyi bir anlaşma yapabilmek için çabalıyordu. Она просто пытается получить лучшие условия при разводе.
Margaret yatağın hangi tarafında yatar? С какой стороны она спит?
Shawn, ne zaman Despereaux ile bir anlaşma yapsak, hep kötü bitiyor. Шон, когда мы имеем дело с Десперо, это всегда заканчивается плохо.
Ama onu öyle yerde yatar görünce. Но увидеть его, лежащего там.
Bu nedenle sana daha iyi bir anlaşma öneriyorum. Поэтому я хочу предложить тебе контракт на сценарий.
Herkesin içinde iyilik yatar. Доброта есть в каждом.
Ama bazen anlaşma her iki tarafın faydası için değiştirilebilir. Иногда сделка может быть улучшена к выгоде обеих сторон.
Evet, kasıtsız adam öldürmekten ila yıl içeride yatar yatmaz çıkacağız. Ага, как только он отсидит от до лет за убийство.
Bu şekilde anlaşma yapmayı nereden öğrenmiş? Гле он так научился вести переговоры?
Beispiele für den Wortgebrauch in verschiedenen Kontexten werden ausschließlich zu linguistischen Zwecken bereitgestellt, d. h. um den Wortgebrauch in einer Sprache und Varianten ihrer Übersetzung in eine andere zu untersuchen. Alle Beispiele werden automatisch aus offenen Quellen mit Hilfe einer zweisprachigen Suchtechnologie gesammelt. Wenn Sie einen Rechtschreib-, Zeichensetzungs- oder anderen Fehler im Original oder in der Übersetzung finden, nutzen Sie die Option „Problem melden“ oder schreiben Sie uns.

In diesem Abschnitt können Sie anhand professioneller Übersetzungen sehen, wie einzelne Wörter und Ausdrücke in verschiedenen Kontexten verwendet werden. Kontexte helfen Ihnen, Englisch, Deutsch, Französisch, Spanisch und andere Sprachen zu lernen. Hier finden Sie Beispiele mit Phrasal verbs im Englischen, idiomatischen Ausdrücken und mehrdeutigen Wörtern in einer Vielzahl von Stilen und Themen. Die Beispiele können nach Übersetzung und Themen sortiert werden, und anhand der gefundenen Beispiele kann eine Verfeinerungssuche durchgeführt werden.

Lernen Sie Fremdsprachen und prüfen Sie Verwendung von Wörtern an realen zweisprachigen Beispielen.