Beispiele für die Verwendung von "izin veriyorlar" im Türkischen

<>
Kitty teyze ve Red amca odanda kız olmasına izin veriyorlar mı? Тетя Китти и дядя Рэд разрешают девочкам заходить в эту комнату?
Sadece kitaba izin veriyorlar. Мне разрешены только книги.
Ve şu dev gibi otelleri dikiyorlar ve sadece fıstık turistlere izin veriyorlar. Даже пляжи. Теперь тут строят гигантские гостиницы и пускают только чванливых туристов.
Kalinda, neden senin suç mahaline girmene izin veriyorlar? Да. Калинда, почему тебя пропускают на место преступления?
Çok güçlüler ama yine de incelememize izin veriyorlar. И очень сильные. "Доктор Олаф Офтедал"
Yaşayanların huzur içinde uyumalarına izin veriyorlar mı? А мёртвые дают спокойно спать живым?!
Günümüzde her türlü insanın sokakta dolaşmasına izin veriyorlar. В наше время на улицах слишком много сумасшедших.
Hala doktoram üzerinde çalışıyorum ama çalışma saatlerim boyunca öğrencileri görmeme de izin veriyorlar. Я пока не защитил магистерскую, но мне уже позволяют работать с учениками.
Şimdi de basına mı izin veriyorlar? Теперь они пускают прессу через ленту?
Okulda bu şortları giymenize izin veriyorlar mı? Тебе разрешают носить эти шорты в школе?
Ayinler arasında ne kadar uyumana izin veriyorlar? Сколько они позволяют тебе спать между молитвами?
Bu kişilerin birbiriyle çıkmasına izin veriyorlar mı? Трезвым приятелям разрешено встречаться друг с другом?
Seninkiler silahlarla oynamana izin veriyorlar mıydı? Родители давали тебе играть с оружием?
Bir başka konu ise internete yüklenen içerikler ile ilgili topluluk haklarıydı, aktivistlerin yaşlılardan veya başkanlardan izin alması veya almaması gerektiği, hangi koşullarda olacağı ve açık lisansların konuya nasıl dahil olabileceği idi. В центре другой дискуссии оказались права местных общин на размещаемый в интернете контент: должны ли интернет - активисты спрашивать разрешения у старейшин и лидеров общин, и если должны, то в каких именно случаях, и какую роль в урегулировании подобных вопросов смогло бы сыграть использование свободных лицензий.
Callie ile sana çok önem veriyorlar. Они заботятся о тебе и Кэлли.
Laneti kırmam için yapmam gereken büyüyü gerçekleştirmeme ruhlar izin vermeyecektir. Духи не позволят мне колдовать, я должна снять проклятие.
Hepsi senin hakkında mükemmel raporlar veriyorlar. Все они дали тебе отличные рекомендации.
Boş kargo ambarlarından birini botanik bahçesine çevirmek için izin istiyorum. Я бы хотел попросить разрешение переделать пустой склад в оранжерею.
O yüzden bunu kolaylaştırmak için size uyuşturucu veriyorlar. Так они дают наркотики, чтобы облегчить задачу.
Sen de herşeyin onunla ölmesine izin mi verdin? Ты позволишь всему этому умереть вместе с ней?
Beispiele für den Wortgebrauch in verschiedenen Kontexten werden ausschließlich zu linguistischen Zwecken bereitgestellt, d. h. um den Wortgebrauch in einer Sprache und Varianten ihrer Übersetzung in eine andere zu untersuchen. Alle Beispiele werden automatisch aus offenen Quellen mit Hilfe einer zweisprachigen Suchtechnologie gesammelt. Wenn Sie einen Rechtschreib-, Zeichensetzungs- oder anderen Fehler im Original oder in der Übersetzung finden, nutzen Sie die Option „Problem melden“ oder schreiben Sie uns.

In diesem Abschnitt können Sie anhand professioneller Übersetzungen sehen, wie einzelne Wörter und Ausdrücke in verschiedenen Kontexten verwendet werden. Kontexte helfen Ihnen, Englisch, Deutsch, Französisch, Spanisch und andere Sprachen zu lernen. Hier finden Sie Beispiele mit Phrasal verbs im Englischen, idiomatischen Ausdrücken und mehrdeutigen Wörtern in einer Vielzahl von Stilen und Themen. Die Beispiele können nach Übersetzung und Themen sortiert werden, und anhand der gefundenen Beispiele kann eine Verfeinerungssuche durchgeführt werden.

Lernen Sie Fremdsprachen und prüfen Sie Verwendung von Wörtern an realen zweisprachigen Beispielen.