Beispiele für die Verwendung von "kontrol noktası üç" im Türkischen

<>
Gümrük kontrol noktası güvenliği etkili. В данный момент обеспечивается безопасность.
Şurada bir kontrol noktası var. Так, вот пропускной пункт.
Bir takıntım var, her yolculuğumda pasaportun benimle olup olmadığını beş dakikada bir kontrol ediyorum. У меня обсессивно - компульсивная привычка проверять паспорт каждые пять минут во время путешествий.
Tungsten, bütün elementler içinde en yüksek erime noktası olan elementtir. У вольфрама по сравнению с другими элементами самая высокая точка плавления.
Konuşmacılar birbirlerini geleneksel ve dijital medya konusundaki işbirliğinin gelişimden ve "Batılı ana akım medyası" nın bilgi kaynaklarını kontrol etmeye yönelik girişimlerine karşı ortak bir şekilde mücadele edilmesinden dolayı tebrik ettiler. Выступавшие поздравили друг друга с улучшением сотрудничества между традиционными и цифровыми СМИ и их коллективных усилий по борьбе с попытками "западных СМИ" контролировать информационное пространство.
Herkesin bir zayıf noktası vardır. Слабое место у всех есть.
İtfaiyeciler alevleri söndürdü. Bir saat içinde yangını kontrol altına almış olurlar. "Пожарные потушили огонь и проведут там контроль в течении часа.
Trenton, Philadelphia'ya bir saldırı için başlangıç noktası olarak hazırlanıyordu. Трентон должен был стать отправным пунктом для нападения на Филадельфию.
Şey, neden çantadaki izleri kontrol etmiyorsun. Поэтому вы должны проверить отпечатки на сумке.
Janice'in zayıf noktası ne olabilir sence? А у Дженис какое слабое место?
Zack, benzeri bir etkiye sahip bir gazın kullanılmış olması ihtimaline karşılık hava kanallarını kontrol ediyor. А Зак проверяет вентиляционные шахты, пытаясь установить не применялся ли газ для создания похожего эффекта.
Obezlerin, yalancıların, sarhoş sürücülerin, Ohio State destekçilerinin ortak noktası ne? Патологическая ложь, пьянство, голосование за Буша, что между ними общего?
Sen, evini kontrol edip, radyasyon ve toksin testleri yap. Ты, проверь его дом и лабораторию на радиацию и токсины.
Bir referans noktası oluşturmalıyım. Мне нужна точка отсчета.
Evet, sadece göldeki iki tekneyi kontrol edeceğim. Да, только проверю две лодки на озере.
Yüzyıllar boyunca dünya tarihinde dönüm noktası oluşturmuş eşi benzeri görülmedik karşılaşmalar olmuştur. Всякий раз их встреча представляет собой важный поворотный пункт в мировой истории.
Sizin bu ufak aşk sohbetinizi bölmek istemezdim ama trafik kameralarını kontrol ettim. Не хочу прерывать вашу маленькую любовную пикировку. Но я проверил дорожные камеры.
Zayıf noktası da bu. Это его слабое место.
Ada kayıtlarını kontrol ettim. Но я проверила записи.
İşin püf noktası, Anakin'in zamanında varıp varamayacağı. Это будет нечто, если Энакин поспеет вовремя.
Beispiele für den Wortgebrauch in verschiedenen Kontexten werden ausschließlich zu linguistischen Zwecken bereitgestellt, d. h. um den Wortgebrauch in einer Sprache und Varianten ihrer Übersetzung in eine andere zu untersuchen. Alle Beispiele werden automatisch aus offenen Quellen mit Hilfe einer zweisprachigen Suchtechnologie gesammelt. Wenn Sie einen Rechtschreib-, Zeichensetzungs- oder anderen Fehler im Original oder in der Übersetzung finden, nutzen Sie die Option „Problem melden“ oder schreiben Sie uns.

In diesem Abschnitt können Sie anhand professioneller Übersetzungen sehen, wie einzelne Wörter und Ausdrücke in verschiedenen Kontexten verwendet werden. Kontexte helfen Ihnen, Englisch, Deutsch, Französisch, Spanisch und andere Sprachen zu lernen. Hier finden Sie Beispiele mit Phrasal verbs im Englischen, idiomatischen Ausdrücken und mehrdeutigen Wörtern in einer Vielzahl von Stilen und Themen. Die Beispiele können nach Übersetzung und Themen sortiert werden, und anhand der gefundenen Beispiele kann eine Verfeinerungssuche durchgeführt werden.

Lernen Sie Fremdsprachen und prüfen Sie Verwendung von Wörtern an realen zweisprachigen Beispielen.