Beispiele für die Verwendung von "oturup" im Türkischen

<>
Pekâlâ, orada öylece oturup içerek şeytanlarını def edemezsin, tamam mı? Ок, нельзя просто сидеть на стуле и поить своих демонов. Ясно?
Birinin karşısında oturup kendime, onun bana baktığı gözle bakmayalı çok uzun zaman oldu. Давно я не сидела напротив человека, который смотрел на меня, как ты.
Aslında yapmak istediğim şey, tüm aile bireyleriyle birlikte oturup, fikir alışverişi yapmak. Я бы хотел посидеть с семьей, всем вместе, чтобы почувствовать динамику семьи.
Sonra da yaşında bir kız gibi telefonun başında oturup bekleyeceğiz. А теперь сидим у телефона как -летняя девочка и ждем.
Sense her gün televizyonun karşısında oturup çeyrek kilo dondurmayı gömüyorsun. Ты сидишь вечерами перед телевизором, кушаешь мороженное целыми загонами.
Tamam, şimdi sakince oturup doğum günün kalanında eğlenebilir miyiz? Давайте посидим, расслабимся и насладимся остатками моего дня рождения?
Aa, sadece burada biraz oturup, sizi dinleyeceğim. О, я просто немного посижу здесь, послушаю.
Callahan'ı indireceğiz, bankaya gideceğiz adama parasını verip oturup bekleyeceğiz. Sıradaki hamlemizin ne olduğunu düşünmek için bekleyeceğiz. Убрать Каллахана, пойти в банк, заплатить, а потом сесть и подумать над следующим шагом.
Siz çocuklar bir masa etrafında oturup üstünde küçük beyaz farelerin olduğu gabagool mü yiyorsunuz? Вы, ребята, сидите вокруг стола, поедая сырое мясо с мышкой наверху?
Onun nesinden hoşlanıyorsun? Mavi tişörtünün içinde, karşımda oturup, ateşli bir şekilde sosisli yemesinden hoşlanıyorum. Мне нравится, как классно он выглядит, сидя напротив меня в синей футболке и поедая хот-дог.
Başlamanın bu kadar zor olması orada bu kadar süre oturup hiçbir şey söylemeden oturman? Что так трудно начать, понимаете, сидеть так долго и ничего не говорить?
Kiralık arabanın içinde üç saat boyunca oturup, sırf onları izledim. Я сидела в арендованной машине три часа, и просто смотрела.
Oturup bir-iki bira içip, biraz da cips atıştırmak için harika bir yer. Это отличное место, чтобы посидеть расслабиться, выпить пива, поесть чипсов.
Elma koparılacak kadar olgunlaşmış durumda ve biz burada oturup hiç bir şey yapmayacak mıyız? Яблоко поспело, пора его сорвать, а мы просто сидим тут без дела?
Bob, bu da ne, bütün gün o pörsümüş kıçının üstünde oturup, gazete mi okudun? Боб, какого черта, ты просто сидишь на своей жопе и целый день и читаешь газеты?
Bir ofiste, küçük bir sandalyede oturup okumak. Сидеть в маленьком кресле в офисе, читать.
Sadece, Phyllis neredeyse bütün bir bahçe dolusu çiçek alırken ben bütün gün burada oturup çiçeklerini ona taşıdım. Да нет. Просто я сидела тут весь день, в то время как Филлис получила целый цветущий сад.
Herhangi bir şey, bütün gün burada oturup Kate hakkında ağlamandan daha iyidir. В любом случае это лучше, чем сидеть здесь и плакать о Кейт.
Diğerleri benim için hayatlarını tehlikeye atarken öylece oturup beklemekten daha fazlasını yapmamı sağla. Чтобы не сидеть пнём на корабле, пока остальные рискуют ради меня жизнью.
Yani işimi yapmak yerine burada oturup, çocuk belediye başkanları için oyları mı saymalıyım? То есть вместо работы, мне сидеть тут и считать бюллетени в пользу пацана-мэра?
Beispiele für den Wortgebrauch in verschiedenen Kontexten werden ausschließlich zu linguistischen Zwecken bereitgestellt, d. h. um den Wortgebrauch in einer Sprache und Varianten ihrer Übersetzung in eine andere zu untersuchen. Alle Beispiele werden automatisch aus offenen Quellen mit Hilfe einer zweisprachigen Suchtechnologie gesammelt. Wenn Sie einen Rechtschreib-, Zeichensetzungs- oder anderen Fehler im Original oder in der Übersetzung finden, nutzen Sie die Option „Problem melden“ oder schreiben Sie uns.

In diesem Abschnitt können Sie anhand professioneller Übersetzungen sehen, wie einzelne Wörter und Ausdrücke in verschiedenen Kontexten verwendet werden. Kontexte helfen Ihnen, Englisch, Deutsch, Französisch, Spanisch und andere Sprachen zu lernen. Hier finden Sie Beispiele mit Phrasal verbs im Englischen, idiomatischen Ausdrücken und mehrdeutigen Wörtern in einer Vielzahl von Stilen und Themen. Die Beispiele können nach Übersetzung und Themen sortiert werden, und anhand der gefundenen Beispiele kann eine Verfeinerungssuche durchgeführt werden.

Lernen Sie Fremdsprachen und prüfen Sie Verwendung von Wörtern an realen zweisprachigen Beispielen.