Beispiele für die Verwendung von "sağlayacak" im Türkischen

<>
Bu pasta George'ın senden ayrılmamasını nasıl sağlayacak? Как этот торт поможет тебе вернуть Джорджа?
Küçük bir orduya silah ve malzeme sağlayacak kadar büyük olmalı. Он должен быть достаточно большим, чтобы уместить небольшую армию.
Bu yarış, bir gün boyunca beraber çalışma iletişim ve takım olarak neler yapabileceğinizi görmenizi sağlayacak. Целый день совместной работы, общения, возможность увидеть, на что вы способны как команда.
Ama Castro onların karmaşayı görmesini sağlayacak. Но Кастро заставит их увидеть неразбериху.
Kızıma, zararı karşılayacak ve hatasının farkına varmasını sağlayacak bir ceza verdim. Наказать свою дочь за причинённый ущерб и заставить её осознать свои ошибки.
Kızıl Çin, insanların tuzlu su içmesini sağlayacak bir makina yaptı. Китайские коммуняки изобрели машину, которая позволяет людям пить морскую воду.
Şu koca evrende benim bu akşam o toplantıya gitmemi sağlayacak tek bir çözüm düşünemiyorum. Но есть одно единственное решение в целой вселенной, которое дало бы мне пойти.
Tek yapman gereken, iyi hissetmeni sağlayacak bir şarkı bulmak. Тебе нужно найти песню, от которой тебе становится лучше.
Uslanmak istememi sağlayacak çok özel birini bulana dek harika vakit geçirmiştim. Я отрывался так, что понадобился особенный человек который меня вразумит.
Ama Knox'da normale dönmemi sağlayacak yapay doku var, hayatımı geri kazanabilirim. Но у Нокса есть артефакт, который может вернуть мне мою жизнь.
Ama önümüzdeki birkaç gün boyunca normal çalışmamı sağlayacak, değil mi? Но он бы позволил мне нормально работать в следующие несколько дней?
Ve Silas ile de tedavi. O tedavi de Silas'ı öldürmemi sağlayacak. А с Сайласом лежит лекарство, что позволит мне убить Сайласа.
Sayın Büyükelçi, öncelikli görevimiz.... bu gezegeni savunmamızı sağlayacak teknolojileri ele geçirmektir. Господин посол, нашей главной целью было получить технологии для защиты этой планеты.
Sen ve ben Ajan May'i bulmamızı sağlayacak bir şey bulana kadar bunları didik didik edebiliriz tamam mı? Мы можем переждать его здесь пока не найдём то, что поможет нам вернуть Мэй, да?
Son on iki saati unutmamı sağlayacak sertlikte, bir şeyler ver. Привет. Налей мне что-нибудь достаточно крепкое, чтобы забыть последние часов.
Bu sadece IDP'lerin hayatlarını Burmese halkına göstermekle kalmayacak aynı zamanda tüm dünyada uluslararası toplulukların ülkeye barış getirmesi için baskı yapmayı denemelerini sağlayacak. Это поможет донести информацию о ВПЛ до широкой общественности, причём не только Мьянмы, но и всего мира, и правительства других стран смогут оказать давление на правительство нашей страны и заставить его установить в регионе настоящий мир.
Bu büyülü nesneler Dahlia için bir çeşit tuzak oluşturacak gerekli gücü sağlayacak. Эти зачарованные объекты должны вырабатывать достаточно энергии, создавая тем самым приманку.
Beispiele für den Wortgebrauch in verschiedenen Kontexten werden ausschließlich zu linguistischen Zwecken bereitgestellt, d. h. um den Wortgebrauch in einer Sprache und Varianten ihrer Übersetzung in eine andere zu untersuchen. Alle Beispiele werden automatisch aus offenen Quellen mit Hilfe einer zweisprachigen Suchtechnologie gesammelt. Wenn Sie einen Rechtschreib-, Zeichensetzungs- oder anderen Fehler im Original oder in der Übersetzung finden, nutzen Sie die Option „Problem melden“ oder schreiben Sie uns.

In diesem Abschnitt können Sie anhand professioneller Übersetzungen sehen, wie einzelne Wörter und Ausdrücke in verschiedenen Kontexten verwendet werden. Kontexte helfen Ihnen, Englisch, Deutsch, Französisch, Spanisch und andere Sprachen zu lernen. Hier finden Sie Beispiele mit Phrasal verbs im Englischen, idiomatischen Ausdrücken und mehrdeutigen Wörtern in einer Vielzahl von Stilen und Themen. Die Beispiele können nach Übersetzung und Themen sortiert werden, und anhand der gefundenen Beispiele kann eine Verfeinerungssuche durchgeführt werden.

Lernen Sie Fremdsprachen und prüfen Sie Verwendung von Wörtern an realen zweisprachigen Beispielen.