Sentence examples of "araya toplayacağım" in Turkish
Belediye toplantısı çağrısı yaptım, herkesi bir araya toplayacağım, dosyaları dağıtacağım, ama dosyalar artık parlak sarı!
Я созову встречу в ратуше, соберу всех вместе, раздам папки, но теперь папки будут ярко-жёлтые!
Ekim ayında Oaxaca, Meksika'da düzenlenen benzer bir toplantının başarılı olmasının ardından bu etkinlik aktif olarak ana dillerini canlandıran genç yerli internet kullanıcılarının bir araya gelip birbirlerinden öğrenmeleri için etkileşimli bir alan oluşturdu.
Вслед за подобным успешным слётом, прошедшем в октябре года в Оахаке (Мексика), на этой встрече молодым индейским интернет - пользователям, занятым активным возрождением своих родных языков, вновь была предоставлена интерактивная площадка, где они смогли встретиться для обмена опытом и взаимообучения.
Etiyopya hükümetine açık mektuplar yazdı ve Etiyopya'daki son protesto gösterileri sırasında destekçilerini Facebook'ta bir araya getirdi.
Во время недавних протестов в Эфиопии он писал открытые письма в адрес правительства страны и собирал поддержку через Facebook.
Bay Lufkin'in ifadesini dinleyeceğim sonra eşyalarımı toplayacağım, ve Memphis'e döneceğim.
Его. М-ра Лафкина. А потом соберу чемодан и вернусь в Мемфис.
Ekim ayının sonunda Guangzhou'da hafta sonu düzenlenen ilk Çin - Rusya İnternet Medya Forumu'nda Rusya ve Çin'den pek çok resmi görevli ve üst düzey medya figürü bir araya geldi.
В последние выходные октября чиновники и заметные деятели медиасферы из России и Китая встретились в Гуанчжоу на первом в истории российско - китайском форуме интернет - СМИ.
Annenle benim tekrar bir araya gelmemiz için mi dilek tuttun?
Ты загадал, чтобы мы с мамой снова были вместе?
Bu arada Roz bu standın bizi bir araya getirecek olması muhteşem.
Будет так приятно находиться в будке вместе с тобой, Роз.
Bazen bir araya gelip çocukları bir pizza için falan dışarı çıkarabiliriz.
Может, как-нибудь встретимся, возьмем детей и съедим по пицце?
Ne zaman bir araya gelmemizi istese bana kendi gizli yöntemiyle haber verir.
Когда он хочет встретиться он использует тайный знак, чтобы сообщить мне.
Bizi bir araya getirmek istiyordum ama yine her tarafa dağılıyoruz.
Я хотела объединить нас, а мы разваливаемся на части.
Mümkün olduğunca çabuk bir araya gelmenin kritik olduğunu düşünüyorduk.
Мы решили, что нужно собраться как можно скорее.
Ben çocuklarını bir araya getirdim, sen de bana o ipucunu ver.
М: Я соберу снова твоих парней, а ты меня освободишь.
Examples of word usage in different contexts are provided solely for linguistic purposes, i.e. to study word usage in a sentence in one language and how they can be translated into another. All samples are automatically collected from a variety of publicly available open sources using bilingual search technologies.
If you find a spelling, punctuation or any other error in the original or translation, use the "Report a problem" option or write to us.
If you find a spelling, punctuation or any other error in the original or translation, use the "Report a problem" option or write to us.
In this section, you can see how words and expressions are used in different contexts using examples of translations made by professionals. The Contexts section will help you learn English, German, Spanish and other languages. Here you can find examples with phrasal verbs and idioms in texts that vary in style and theme. Examples can be sorted by translations and topics.
Learn foreign languages, see the translation of millions of words and expressions, and use them in your e-mail communication.
Advert