Sentence examples of "bırakıp" in Turkish

<>
Laptopunu açık bırakıp ayrıldı, beni ve Cristie'yi kaydetti. Он оставил свой ноутбук и записал меня с Кристи.
Bir sonraki sadece bir not bırakıp çıkmayabilir. И следующий может оставить что-то значительнее записки.
Buraya gelirse beni bırakıp senin peşinden gitmesi pek tabii bir olay olur. Если ты сбежишь, оставив меня здесь, он будет преследовать тебя.
Bir gün, üzerinde ölü bir adam olduğumu yazan bir not bırakıp, ortadan kayboldu. И вдруг он испарился. Вместо него оставили записку, где было сказано что я труп.
Yakında her şeyi geride bırakıp Cleveland'a döneceğiz, tamam mı? Скоро мы вернёмся в Кливленд и оставим всё это позади.
Nasıl bir insan evladı aptal bir sarışın için işini ve ailesini bırakıp arkasına bile bakmadan çeker gider? Что за человек бросает работу, связывается с какой-то красоткой и уходит из семьи, не оглядываясь?
Ama sen her şeyi bir kenara bırakıp bazı eski dostlarınla sanat eğitimi alacaksın. А ты хочешь все бросить, чтобы изучать живопись с каким-то старым чуваком.
Dinle, Philip, Bugün seni ofiste bırakıp gittiğim için özür dilerim. Слушай, Филип, извини, что оставила тебя одного на работе.
Bu önerme hakkında tartışmayı bırakıp neden hepinizin sosyal açıdan birer moron olduğunuzu tespit etmek için uğraşmaya geçelim mi? Может, мы всё-таки перестанем спорить об условностях и перейдём к причинам того, что вы социально недоделанные?
Şu kahrolası topla oynamayı bırakıp, beni iyi dinle. Перестань играть с этим долбаным мячом и послушай меня.
Şimdi aptalca konuşmayı bırakıp, duş almama müsaade edecek misin? Не хочешь прекратить говорить глупости и дать мне принять душ?
Bu saçma davranışları bırakıp kardeşin için uygun şekilde yas tutmaya başlayacaksın. Ты прекратишь вести себя глупо и начнёшь оплакивать брата как следует.
Yani randevuya gitmemiz; her şeyi geride bırakıp geleceğe baktığımıza dair birbirimize söz verdiğimiz anlamına geliyor. Это будет своего рода обещание друг другу что мы готовы все забыть и никогда не вспоминать.
Öyleyse, bütün eşyalarını burada bırakıp nereye gitti? Тогда куда же она пошла без своих вещей?
Evinden ayrı bir gece olsun geçirmedi ve maden ocaklarını bırakıp askere katıldı. В одну из ночей он сбежал из дома и ушел в шахты.
Şimdi sızlanmayı bırakıp yardım et, yoksa peşinden sen de gidersin. Теперь хватит скулить и помогай мне, или иначе пойдешь отсюда.
Ya da kız kardeşin seni babanla bırakıp terk ettiğinde intihar etmeni önlemediğimi? Или оставил тебя при попытке самоубийства, когда сестра бросила вас вдвоём?
Formüllerinizi ve puanlarınızı bir kenara bırakıp kalbi olan bir insan gibi olabilir misin? Ты можешь оставить свои формулы и рейтинги и вести себя как нормальный человек?
Sesten ürktükleri zaman, küçük yavrularını bile bırakıp kaçabilirler. Испугавшись неизвестного звука, оно даже может убежать, оставив своего детёныша.
Peki o halde niye adamı ezsinler ve niye tabloyu bırakıp gitsinler? Тогда зачем было совершать на него наезд и почему оставили картину?
Examples of word usage in different contexts are provided solely for linguistic purposes, i.e. to study word usage in a sentence in one language and how they can be translated into another. All samples are automatically collected from a variety of publicly available open sources using bilingual search technologies.
If you find a spelling, punctuation or any other error in the original or translation, use the "Report a problem" option or write to us.

In this section, you can see how words and expressions are used in different contexts using examples of translations made by professionals. The Contexts section will help you learn English, German, Spanish and other languages. Here you can find examples with phrasal verbs and idioms in texts that vary in style and theme. Examples can be sorted by translations and topics.

Learn foreign languages, see the translation of millions of words and expressions, and use them in your e-mail communication.