Sentence examples of "izin vermeyelim" in Turkish

<>
İş konusunun aramıza girmesine izin vermeyelim. Не дадим бизнесу встать между нами.
Amcamın dediği gibi acemice yapılmış bir adam kaçırmanın tüm günümüzü rezil etmesine izin vermeyelim. Как говорил мой дядя: "Не позволяйте плохому похищению испортить ваш день".
Önümüzdeki savaşın son savaşımız olmasına izin vermeyelim. Давай не дадим следующей войне стать последней.
Tatil köyünün kapasitesinin dolduğunu ilan edelim ve daha fazla yeni ziyaretçi gelmesine izin vermeyelim. Мы можем объявить, что зона отдыха перегружена и не пускать сюда новых гостей.
Leslie, senin korkunç kararlarının seçim yarışlarını etkilemesine izin vermeyelim. Лесли, нельзя позволить твоим ужасным решениям помешать этой кампании.
Bir başka konu ise internete yüklenen içerikler ile ilgili topluluk haklarıydı, aktivistlerin yaşlılardan veya başkanlardan izin alması veya almaması gerektiği, hangi koşullarda olacağı ve açık lisansların konuya nasıl dahil olabileceği idi. В центре другой дискуссии оказались права местных общин на размещаемый в интернете контент: должны ли интернет - активисты спрашивать разрешения у старейшин и лидеров общин, и если должны, то в каких именно случаях, и какую роль в урегулировании подобных вопросов смогло бы сыграть использование свободных лицензий.
Acele bir karar vermeyelim... Давайте не будем торопиться...
Laneti kırmam için yapmam gereken büyüyü gerçekleştirmeme ruhlar izin vermeyecektir. Духи не позволят мне колдовать, я должна снять проклятие.
Bunun bozulmasına fırsat vermeyelim. Давайте его не портить.
Boş kargo ambarlarından birini botanik bahçesine çevirmek için izin istiyorum. Я бы хотел попросить разрешение переделать пустой склад в оранжерею.
Sen de herşeyin onunla ölmesine izin mi verdin? Ты позволишь всему этому умереть вместе с ней?
Dışarı çıkmama izin ver. Отпусти меня. Не могу.
Kaçmasına izin verme, polis kız. Не дай ей уйти, офицер.
Götverenin paçayı kurtarmasına izin mi vereceksin? Собираешься позволить этому засранцу снова вывернуться?
Hayır. En iyi annelerin, kızlarının araba kullanmasına izin verdiğinden eminim. Нет, я уверена, лучшие мамы позволяют дочерям водить машину.
Ve papaz buna izin vermiyordu. И священник не допустил этого.
Elbette başka birinin benim zevkimi kıskanmasına izin veremem. Я бы не позволил никому завидовать моему удовольствию.
İkisinin de kaçmasına izin verdim. И я позволим обеим уйти.
Führer ülkenin yarısını yönetmeleri için bunlara nasıl izin verdi anlamıyorum. Не понимаю, почему фюрер разрешил им править половиной континента.
Eğer masumsa, yardım etmemize izin vermelisin. Если он невиновен, дайте нам помочь.
Examples of word usage in different contexts are provided solely for linguistic purposes, i.e. to study word usage in a sentence in one language and how they can be translated into another. All samples are automatically collected from a variety of publicly available open sources using bilingual search technologies.
If you find a spelling, punctuation or any other error in the original or translation, use the "Report a problem" option or write to us.

In this section, you can see how words and expressions are used in different contexts using examples of translations made by professionals. The Contexts section will help you learn English, German, Spanish and other languages. Here you can find examples with phrasal verbs and idioms in texts that vary in style and theme. Examples can be sorted by translations and topics.

Learn foreign languages, see the translation of millions of words and expressions, and use them in your e-mail communication.