Sentence examples of "terbiye vermesi" in Turkish

<>
Birinin ona biraz terbiye vermesi gerekiyor. Кто-то должен научить его хорошим манерам.
Youtube'dan da kaldırılmış olan video, IŞİD'in "propoganda" sını yaymasına yer vermesi nedeniyle benzer materyallerin dünya çapındaki ağda ulaşılabilir olup olmaması gerektiği konusunda bir tartışma yarattı. Видео, которое также было удалено с YouTube, вызвало онлайн - дискуссию по вопросу: должен ли быть такой материал допустим в сети, учитывая, что он позволяет ИГИЛу распространять свою "пропаганду".
Ben seni terbiye edeceğim! Я научу тебя манерам.
Birinin mektubu okuyup bana bir cevap vermesi gerek! Кто-то должен прочесть письмо и дать мне ответ!
Galiba biraz terbiye vermem gerekecek. Ему надо преподать урок манер.
Yaşamak için bir yere karar vermesi gerek. Он должен решить, где ему жить.
Diledi mi? Belki de ona biraz terbiye öğretmeliyim. Ну, может, я подучу его манерам тогда.
Rochefort'un ani karşılık vermesi size zaman kazandırdı Yüzbaşı. Быстрая реакция Рошфора дала нам время, Капитан.
Harvard'da sana terbiye öğretmediler mi? В Гарварде не учат манерам?
Bunun hesabını birisinin vermesi lazım. Кто-то должен за это поплатиться.
Çocuğumu nasıl uygun görürsem, o şekilde terbiye ederim. Я буду наказывать своего ребенка так как считаю нужным.
Bak, Ryder'ı bu şansı bana vermesi için ikna etmek yeterince uzun sürdü. Слушай, потребовалось достаточно много времени, чтобы убедить Райдера дать мне шанс.
Bu ne güzel terbiye. Эй! Отличные манеры!
Hepimizin gerçekten konuşmama izin vermesi gerek. Нам действительно нужно дать мне сказать!
Hiç mi terbiye kalmadı? Существует ли еще порядочность?
Küçük kemirgeni onu sana vermesi için ikna ettin, değil mi? Ты убедил мелкого грызуна отдать тебе коробку, не так ли?
Dizginleri elinize alıp sarayı terbiye etmelisiniz. Вы должны ужесточить дисциплину во дворце.
Saldırması için gerekli donanımı ona sağlamalıyız. Sadece karşılık vermesi için değil. Мы должны дать Ей инструменты воздействия, а не просто реагирования.
İçerde bir adamımız vardı herhangi bir değişikliği haber vermesi gerekiyordu. Мой внедренный сотрудник должен был предупредить меня в случае изменений.
O dosyaları vermesi için Arthur'u ikna etmede bana yardım etmelisin. Вы должны помочь мне убедить Артура дать мне эти документы.
Examples of word usage in different contexts are provided solely for linguistic purposes, i.e. to study word usage in a sentence in one language and how they can be translated into another. All samples are automatically collected from a variety of publicly available open sources using bilingual search technologies.
If you find a spelling, punctuation or any other error in the original or translation, use the "Report a problem" option or write to us.

In this section, you can see how words and expressions are used in different contexts using examples of translations made by professionals. The Contexts section will help you learn English, German, Spanish and other languages. Here you can find examples with phrasal verbs and idioms in texts that vary in style and theme. Examples can be sorted by translations and topics.

Learn foreign languages, see the translation of millions of words and expressions, and use them in your e-mail communication.