Sentence examples of "yakışıklı" in Turkish

<>
Yakışıklı bir adamın bedavadan para teklif etmesi kadar şüphe uyandıran bir şey yoktur. Şimdi telefon ediyor. Ничего не делает людей более подозрительными, чем чем красивый мужчина, предлагающий им бесплатные деньги.
Nil'in suları aşkına, bu çok yakışıklı adam benim olmalı. Клянусь водами Нила, этот очень привлекательный мужчина будет моим.
Belki, o kadar da yakışıklı olmadığı içindir. Может, потому что он не настолько красив.
Sanırım yakışıklı Jack sana bir tane daha borçlandı. Похоже, за красавчиком Джеком ещё один должок.
Erkek arkadaşı da onu yakışıklı buluyor. Его дружок тоже находит его красивым.
Daha genç, uzun, pek saçı olmayan, yakışıklı biri. Он был моложе, высокий, мало волос, хорошо выглядел.
O gerçekten komik ve akıllı ve yaşına göre yakışıklı. Он забавный и умный. Хорошо выглядит для своих лет.
Bunu yapmama sebep olan şey devamlı Michael Bluth'un çok yakışıklı olduğunu duyuyor olmam. Самое обидное - что я постоянно слышу, какой Майкл Блут охрененно симпатичный.
Her birimiz zıvanadan çıktı, özellikle de sen yakışıklı. Каждый из нас, а особенно ты, красавчик.
Sen de çok yakışıklı görünüyorsun. И вы выглядите очень красиво.
Yakışıklı, biraz da gizemli bir adamı evimden uzaklaştırmak. Это выгонять красивого немного загадочного мужчину из моей квартиры.
Sen yakışıklı adam toplarsın, ben de seçerim. Ты соберешь красивых мужчин, а я выберу.
Evet. Chandler'ın işyerinden sana gerçekten çok yakışıklı ve esprili bir adam bulduk. Да, мы нашли тебе милого, забавного парня с работы Чендлера.
Yakışıklı, uzun boylu çok zeki ve derisi de hafif renksiz, balmumu kıvamında. Он привлекателен, худощав, он гениален, его бледная кожа похожа на воск.
Yani senin gibi yakışıklı bir eşe sahip olduğum için o kadar şanslıyım ki. В смысле, я так счастлива иметь такого привлекательного мужа, как ты.
Ted de gerçekten yakışıklı bir adam. А Тед - реально симпатичный мужчина.
Ben de aşırı yakışıklı bir tarihçi olamam. А я не стану невероятно симпатичным историком.
İzmir'deki kızlar, yakışıklı bir erkek gördüklerinde hemen kendi saçlarını okşuyorlar. Измирские девушки, как только увидят симпатичного парня, тотчас начинают гладить свои волосы.
Yakışıklı, uzun, zeki ve zengin. Красивый, высокий, умный и богатый.
Ama bir şan hocan olduğunu daha bu akşam öğrendim. Hem de anladığıma göre çok yakışıklı bir hocaymış. И о том, что у вас был учитель пения, очень привлекательный, насколько я поняла.
Examples of word usage in different contexts are provided solely for linguistic purposes, i.e. to study word usage in a sentence in one language and how they can be translated into another. All samples are automatically collected from a variety of publicly available open sources using bilingual search technologies.
If you find a spelling, punctuation or any other error in the original or translation, use the "Report a problem" option or write to us.

In this section, you can see how words and expressions are used in different contexts using examples of translations made by professionals. The Contexts section will help you learn English, German, Spanish and other languages. Here you can find examples with phrasal verbs and idioms in texts that vary in style and theme. Examples can be sorted by translations and topics.

Learn foreign languages, see the translation of millions of words and expressions, and use them in your e-mail communication.