Beispiele für die Verwendung von "ortaya" im Türkischen

<>
Valinin resmi yemeği için benimle buluşması gerekiyordu. Ama sen basketbol milli takımının tamamıyla ortaya çıktın! Мы были на приёме у губернатора, а ты появился с местной сборной по баскетболу.
İlk olarak Koreli aktris Han Ga-in ile birlikte Lotte reklamında ortaya çıktı. Впервые она появилась в рекламном ролике "Lotte" вместе с актрисой Хан Га Ин.
Görünüşe bakılırsa, kayıt altına aldığım güçlerin çoğu bir önceki tam güneş tutulması sırasında ortaya çıkmış. Кажется, что большинство способностей, которые я зарегистрировал, появились в течение последнего полного затмения.
Dediğine göre, dünyanın sonu geldiğinde bir yerlerde cennet ortaya çıkacakmış. Что когда придет конец света, рай появится в этом мире...
Görebildiğim kadarıyla, tüm bu cinayetler siz ortaya çıktığınız zaman başladı. Насколько мне известно, все эти убийства начались после вашего появления.
Luke Cage karşıtı bir mitingde, Luke Cage ortaya çıkınca şiddet başlıyor. Начинается бойня, когда Люк Кейдж появляется на протесте против Люка Кейджа.
Bunca zamandır geri dönmeye uğraşıyorlarmış, şimdi de ortaya çıktılar. Они пытались найти дорогу обратно, и потом просто вышли.
Bu yüzden ilk yapmaları gereken şey siteyi yöneten kişi olduğunu kesin olarak ortaya koymak. Поэтому первое что они собираются сделать, это узнать как именно он управлял сайтом.
Bu haftasonu Madridliler, başbakan Mariano Rajoy'un ortaya çıkan yeni yolsuzluk iddialarını protesto etmek için sokaklara döküldüler. В прошедшие выходные жители Мадрида в массовом порядке вышли на улицы, чтобы показать премьер - министру Мариано Рахою свою ярость в свете новых обвинений в коррупции.
Birden bire ortaya çıkmışlardı. Sağımda mil kadar uzağımda bir tane vardı. И вот в милях -ти справа от меня внезапно возник город.
Reston'un kampanyası bugün adayın ortaya çıkan yeni videosuyla büyük bir yara aldı... Кампания Рестона понесла сегодня тяжелый удар в то время как видео кандидата...
Burada Veronica hakkında bazı çalışmalar yapıyordum, ve iki ilgi çekici şey ortaya çıktı. Итак, я делал кое-какую работу тут над Вероникой, и всплыли интересные вещи.
Tracy'nin adı eyalet polis kayıtlarında ortaya çıktı. Ее имя всплыло в рапорте полиции штата.
Görünen o ki, sırrın neredeyse ortaya çıkacağı zamanlar olmuş. Оказывается, были времена, когда тайна почти вышла наружу.
Anketlere göre oyları birden ortaya çıkan rakibi Steven Austin ile başa baş gidiyor. Опросы говорят, что она идет вровень с взявшимся ниоткуда соперником Стивеном Остином.
Onun yerine, dakikalar içinde şiddetli semptomlar gösteren bir bileşim çıktı ortaya. Он обнаружил сложное соединение, которое вызовет сильные симптомы спустя несколько минут.
Geçtiğimiz birkaç yılda iyi şekilde korunmuş ve el değmemiş en sıra dışı fosilleri ortaya çıkardık. Только в последние несколько лет мы обнаружили самые невероятные окаменелости. Прекрасно законсервированные и сохранившиеся целиком.
Evet, Jack Sinclair ortaya çıkana kadar. Да, пока не объявился Джек Синклер.
Bayan Walker'ın sağlık sigortasının olmadığı ortaya çıktı. Оказывается, у миссис Уокер нет страховки.
Ona kitaptan bir sayfa gösterdiniz Castor'dan bahseden bir kısım sonra birdenbire Rudy mi çıktı ortaya? Ты показал ей страницу, на которой упоминается Кастор, и потом вдруг появляется Руди?
Beispiele für den Wortgebrauch in verschiedenen Kontexten werden ausschließlich zu linguistischen Zwecken bereitgestellt, d. h. um den Wortgebrauch in einer Sprache und Varianten ihrer Übersetzung in eine andere zu untersuchen. Alle Beispiele werden automatisch aus offenen Quellen mit Hilfe einer zweisprachigen Suchtechnologie gesammelt. Wenn Sie einen Rechtschreib-, Zeichensetzungs- oder anderen Fehler im Original oder in der Übersetzung finden, nutzen Sie die Option „Problem melden“ oder schreiben Sie uns.

In diesem Abschnitt können Sie anhand professioneller Übersetzungen sehen, wie einzelne Wörter und Ausdrücke in verschiedenen Kontexten verwendet werden. Kontexte helfen Ihnen, Englisch, Deutsch, Französisch, Spanisch und andere Sprachen zu lernen. Hier finden Sie Beispiele mit Phrasal verbs im Englischen, idiomatischen Ausdrücken und mehrdeutigen Wörtern in einer Vielzahl von Stilen und Themen. Die Beispiele können nach Übersetzung und Themen sortiert werden, und anhand der gefundenen Beispiele kann eine Verfeinerungssuche durchgeführt werden.

Lernen Sie Fremdsprachen und prüfen Sie Verwendung von Wörtern an realen zweisprachigen Beispielen.