Sentence examples of "işten izin" in Turkish

<>
Bana biraz müsaade et, işten bir izin daha alayım böylece o bize ne kadar adi olduğumuzu söyleyebilsin. Потратила время на поездку, взяла отгул на работе, чтобы он сказал нам, какие мы отбросы.
Bir başka konu ise internete yüklenen içerikler ile ilgili topluluk haklarıydı, aktivistlerin yaşlılardan veya başkanlardan izin alması veya almaması gerektiği, hangi koşullarda olacağı ve açık lisansların konuya nasıl dahil olabileceği idi. В центре другой дискуссии оказались права местных общин на размещаемый в интернете контент: должны ли интернет - активисты спрашивать разрешения у старейшин и лидеров общин, и если должны, то в каких именно случаях, и какую роль в урегулировании подобных вопросов смогло бы сыграть использование свободных лицензий.
Neden çiçekleri işten sonra almadın? Akşama kadar solacaklar. Но Майк, после работы все эти цветы завянут.
Laneti kırmam için yapmam gereken büyüyü gerçekleştirmeme ruhlar izin vermeyecektir. Духи не позволят мне колдовать, я должна снять проклятие.
o işten nefret ediyorum. Я ненавижу эту работу.
Boş kargo ambarlarından birini botanik bahçesine çevirmek için izin istiyorum. Я бы хотел попросить разрешение переделать пустой склад в оранжерею.
Çarşamba, işten çıkıp, uzaylıların varlığına dair kanıt bulmaya gidiyor. В среду она уходит с работы, искать доказательства внеземной жизни.
Sen de herşeyin onunla ölmesine izin mi verdin? Ты позволишь всему этому умереть вместе с ней?
Bir gün, Larry eve işten erken dönüyor ve en iyi arkadaşıyla nişanlısını yerdeki oyun paspasının üzerinde yakalıyor. Однажды Ларри вернулся с работы пораньше, и застал свою невесту и лучшего друга на коврике для Твистера.
Dışarı çıkmama izin ver. Отпусти меня. Не могу.
Çünkü sen işten daha önemlisin. Ты для меня важнее работы.
Kaçmasına izin verme, polis kız. Не дай ей уйти, офицер.
Her neyse, düşündüm de işten çıkınca bir şarap alırım oraya gider ve onunla kur yaparım. Так вот, я подумал после работы купить бутылку вина появиться там и приударить за ней.
Götverenin paçayı kurtarmasına izin mi vereceksin? Собираешься позволить этому засранцу снова вывернуться?
Yani farkında olmadan işten atıldım. Поэтому меня уволили без предупреждения.
Hayır. En iyi annelerin, kızlarının araba kullanmasına izin verdiğinden eminim. Нет, я уверена, лучшие мамы позволяют дочерям водить машину.
Onları işten kurtarıp, onlara bir suçlu veriyoruz ve onlar bizi yalnız bırakıyor. Мы делаем всё за них, дело раскрыто, нас оставляют в покое.
Ve papaz buna izin vermiyordu. И священник не допустил этого.
Bu işten bazen nefret ediyorum. Иногда я ненавижу эту работу.
Elbette başka birinin benim zevkimi kıskanmasına izin veremem. Я бы не позволил никому завидовать моему удовольствию.
Examples of word usage in different contexts are provided solely for linguistic purposes, i.e. to study word usage in a sentence in one language and how they can be translated into another. All samples are automatically collected from a variety of publicly available open sources using bilingual search technologies.
If you find a spelling, punctuation or any other error in the original or translation, use the "Report a problem" option or write to us.

In this section, you can see how words and expressions are used in different contexts using examples of translations made by professionals. The Contexts section will help you learn English, German, Spanish and other languages. Here you can find examples with phrasal verbs and idioms in texts that vary in style and theme. Examples can be sorted by translations and topics.

Learn foreign languages, see the translation of millions of words and expressions, and use them in your e-mail communication.