Beispiele für die Verwendung von "pozitif çıktığını" im Türkischen

<>
Hayır, ben pozitif bir insanım. Нет, это я позитивный человек.
Ve birinin oradan çıktığını gördüm. Benim mahallemde yaşayan bir çocuk. Я видел, как парень с моей улицы выходил оттуда.
Şuan basındaki pozitif bilgi akışını sağlamaya, her zamankinden daha çok ihtiyacımız var. Теперь, как никогда, нам нужно контролировать позитивный поток информации в прессу.
O zebranın yine çıktığını biliyor musun? Знаешь, что заключенный снова вышел?
Evet, Lorne pozitif olmamı söyledi. Да. Лорн сказал мне думать позитивно.
Eğer öyleyse, nereye çıktığını nereden bileceğiz? Если и так, куда он ведет?
Üç test, hepsi pozitif. Три теста, три положительных.
Ağzından tek bir güzel söz çıktığını duymadım. Да ты мне слова доброго не сказал.
Bu yüzden, bankanın imajını düzeltmek için her sene pozitif içerikli videolar çekiyorlardı. Поэтому каждый год они снимали "хорошее" видео для улучшения имиджа банка.
Polis zabıtlarına göre görgü tanıkları çığlıkları duymuşlar, ama kimsenin odadan çıktığını görmemişler. Согласно полицейскому рапорту свидетели слышали крики, но никто не выходил из номера.
Pozitif veya negatif olduğunu epey çabuk söylüyorlar. Они сразу скажут положительный тест или отрицательный.
Afedersiniz, Siz demin bu ikisinin bir aydır çıktığını mı söylediniz? Простите. Вы только что сказали, что они встречаются всего месяц?
Bu da biyopsi sonuçlarının pozitif olduğunu gösterir. Должно быть, биопсия показала положительный результат.
Bilmiyorum, sadece yürüyüşe çıktığını söyledi. Я не знаю. Она вышла погулять.
Sonuç olarak House evrendeki pozitif güçtür. Хаус - положительная сила во вселенной.
Hayır. Kendra Sayer'ın patronu işten çıktığını söyledi. Cep numarası burada. Начальник Кендры сказал, что она уже ушла с работы.
Sadece B pozitif var mikrodalga da bozuldu. Только вторая положительная, подогретая в микроволновке.
Bu, kimin girip çıktığını kontrol etmenin bir yoluydu. Это был способ отслеживать, кто приходил и уходил.
Hayır, demeye çalıştığım, pozitif davranmaya devam et. Нет, я имею ввиду, продолжайте быть позитивной.
Lainie. Birkaç saat önce çıktığını duymuştum. Лэни, она ушла час назад.
Beispiele für den Wortgebrauch in verschiedenen Kontexten werden ausschließlich zu linguistischen Zwecken bereitgestellt, d. h. um den Wortgebrauch in einer Sprache und Varianten ihrer Übersetzung in eine andere zu untersuchen. Alle Beispiele werden automatisch aus offenen Quellen mit Hilfe einer zweisprachigen Suchtechnologie gesammelt. Wenn Sie einen Rechtschreib-, Zeichensetzungs- oder anderen Fehler im Original oder in der Übersetzung finden, nutzen Sie die Option „Problem melden“ oder schreiben Sie uns.

In diesem Abschnitt können Sie anhand professioneller Übersetzungen sehen, wie einzelne Wörter und Ausdrücke in verschiedenen Kontexten verwendet werden. Kontexte helfen Ihnen, Englisch, Deutsch, Französisch, Spanisch und andere Sprachen zu lernen. Hier finden Sie Beispiele mit Phrasal verbs im Englischen, idiomatischen Ausdrücken und mehrdeutigen Wörtern in einer Vielzahl von Stilen und Themen. Die Beispiele können nach Übersetzung und Themen sortiert werden, und anhand der gefundenen Beispiele kann eine Verfeinerungssuche durchgeführt werden.

Lernen Sie Fremdsprachen und prüfen Sie Verwendung von Wörtern an realen zweisprachigen Beispielen.