Sentence examples of "işte" in Turkish

<>
Ama buldum, işte senin gizemli adamın. Но вот он, твой загадочный человек.
Tamam, nine, özür dilerim, unutmuşum işte. Бабуля, прости, я просто забыл, ладно?
Böyle olaylar olunca her şeyi bir kenara koyup ona yardım etmem gerekiyor işte. И когда такое происходит, нужно задвинуть все свои мечты помогать ей здесь.
Barbara işte bu yüzden bu konuyu konuşmamız gerektiğini düşünmüş. Ну, Барбара полагает, что это необходимо обсудить.
Yaptığımız işte hiçbir şeyin garantisi yok. В нашей работе нет ничего определенного.
Böyle bir işte doğru adama rastlamak zor oluyor. Сложно найти подходящего парня с моей линией работы.
Randall, Green Dragon'un kimliğini bilmekle kalmayıp aynı zamanda işte yapıyordu. Рэндал не просто знал Зеленого Дракона. Он вел с ним бизнес.
Ben bu işte kazanmak için varım. В этом бизнесе я ради победы.
Bu işte, hiçbir şey adamın cilt rengiyle ilgili değildir ne bildiğiyle ve nelere kadir olduğuyla ilgilidir. В нашем с вами деле важен не цвет кожи. Важно, что человек знает. Чего он стоит.
Ve sistemde eşleşen bir kurşun varsa işte o zaman, katiliğimizin kimliğini teşhis etmeye daha da yaklaşacağız. И если в базе есть такая же пуля, тогда мы будем ближе к выявлению нашего стрелка.
Yoğun öfke içeren stresi yüksek bir işte çalışan A tipi bir işkolik olmadığın sürece tabii. Вы знаете, пока вы не стали трудоголиком Высокий стресс на работе, нарастающий гнев.
Sadık, bak bu günlerde dikkat et kendine eli kulağında işte, bugün yarın yoldadır. Садык, ты должен быть заботливым в эти дни. Ты ведь знаешь, скоро начнется.
Ve işte o zaman anladım ki mucizeler gerçek değildir. Именно тогда я поняла, что чудес не бывает.
Evet, işte size bir şans, kahramanlar. Ну, вот оно ваше счастье, герои.
Dağınıklık için kusura bakma, bu iki çocuk işte... Прости за беспорядок, два мальчика, сама понимаешь...
Bir zeytin alıyorum, şu bardağın içine atıyorum, ama işte burada. Я беру оливку и бросаю ее в бокал. Но она вот тут.
Hayır, ben gönüllü iş yapıyorum. İnsanlara yardım falan işte. Нет просто доброволец, ну знаешь, хочу помогать людям.
Ve işte Avustralyalı Mark, Jean-Louis, Annie. Здесь Марк - австралиец, Жан-Луи, Анни.
Daha sonra köyü gördüm ve içimden diyordum ki, işte, "gol, başardım." Потом я увидела поселение, и я такая, ну, "Тачдаун, получилось".
Ama böyle bir işte insanlarla sıkı fıkı olamazsın. Но при нашей работе нельзя сближаться с людьми.
Examples of word usage in different contexts are provided solely for linguistic purposes, i.e. to study word usage in a sentence in one language and how they can be translated into another. All samples are automatically collected from a variety of publicly available open sources using bilingual search technologies.
If you find a spelling, punctuation or any other error in the original or translation, use the "Report a problem" option or write to us.

In this section, you can see how words and expressions are used in different contexts using examples of translations made by professionals. The Contexts section will help you learn English, German, Spanish and other languages. Here you can find examples with phrasal verbs and idioms in texts that vary in style and theme. Examples can be sorted by translations and topics.

Learn foreign languages, see the translation of millions of words and expressions, and use them in your e-mail communication.