Exemplos de uso de "kontrol ediyordu" em turco

<>
Ayık olup olmadığımı kontrol ediyordu. Он проверял меня на трезвость.
Fritz patlayıcıları kontrol ediyordu. Фриц, проверит взрывчатку.
Programım Seven'ın vücudunu kontrol ediyordu. Моя программа контролировала тело Седьмой.
İskenderiye'de ki, Konstantinopolis'e giden yıllık buğday taşıyan filoya eşlik ediyordu ve Kartaca'da ki, Batı Akdeniz'i kontrol ediyordu. в Александрии, обеспечивая сопровождение поставок зерна в Константинополь, и в Карфагене, для контроля западного Средиземноморья.
Bir takıntım var, her yolculuğumda pasaportun benimle olup olmadığını beş dakikada bir kontrol ediyorum. У меня обсессивно - компульсивная привычка проверять паспорт каждые пять минут во время путешествий.
Eğer bir müşteri para ödemeye kalkarsa tedarikçi parasını iade ediyordu. И если клиент пытался заплатить, сутенер возвращал клиенту деньги.
Konuşmacılar birbirlerini geleneksel ve dijital medya konusundaki işbirliğinin gelişimden ve "Batılı ana akım medyası" nın bilgi kaynaklarını kontrol etmeye yönelik girişimlerine karşı ortak bir şekilde mücadele edilmesinden dolayı tebrik ettiler. Выступавшие поздравили друг друга с улучшением сотрудничества между традиционными и цифровыми СМИ и их коллективных усилий по борьбе с попытками "западных СМИ" контролировать информационное пространство.
George amcası Anthony'den söz ediyordu. - Geçen hafta vefat etti. Джордж хоронит своего дядюшку Энтони, он умер на прошлой неделе.
İtfaiyeciler alevleri söndürdü. Bir saat içinde yangını kontrol altına almış olurlar. "Пожарные потушили огонь и проведут там контроль в течении часа.
Donna bana aile ağacımla ilgili olarak yardım ediyordu ama şimdi bize davada yardımcı oluyor. Донна помогала мне с моей родословной, но сейчас она помогает нам с делом.
Şey, neden çantadaki izleri kontrol etmiyorsun. Поэтому вы должны проверить отпечатки на сумке.
O da mı termostata yardım ediyordu? Она тоже тебе с водонагревателем помогала?
Zack, benzeri bir etkiye sahip bir gazın kullanılmış olması ihtimaline karşılık hava kanallarını kontrol ediyor. А Зак проверяет вентиляционные шахты, пытаясь установить не применялся ли газ для создания похожего эффекта.
Kocasından patolojik olarak nefret ediyordu. Она патологически ненавидела своего мужа.
Sen, evini kontrol edip, radyasyon ve toksin testleri yap. Ты, проверь его дом и лабораторию на радиацию и токсины.
Sarah, her gün orada çalışan iki dansçıya kostümlerini tiyatroya taşımalarında yardım ediyordu, bir yandan da bir gün sahnede onlarla birlikte yer alacağını hayal ediyordu. Сара ежедневно помогала двум танцовщицам нести в театр их костюмы, мечтая при этом, что когда-нибудь она выйдет рядом с ними на сцену.
Evet, sadece göldeki iki tekneyi kontrol edeceğim. Да, только проверю две лодки на озере.
Sizin bu ufak aşk sohbetinizi bölmek istemezdim ama trafik kameralarını kontrol ettim. Не хочу прерывать вашу маленькую любовную пикировку. Но я проверил дорожные камеры.
Ada kayıtlarını kontrol ettim. Но я проверила записи.
Duyguları kontrol edebilme yeteneğim ona iyi hizmet etti. Мое умение контролировать эмоции сослужило ей хорошую службу.
Os exemplos de uso de palavras em diferentes contextos são dados só para fins linguísticos, ou seja, para estudar o uso de palavras numa língua e as suas traduções para outra. Todos os exemplos são colecionados automaticamente em fontes abertas usando tecnologia de pesquisa de dados bilíngues. Se você encontrar algum erro de ortografia, pontuação ou outro erro no texto original ou na tradução, use a opção "Reportar um erro" ou escreva para nós.

Nesta seção, você pode ver como palavras e expressões são usadas em diferentes contextos usando exemplos de traduções feitas por profissionais. A seção Contextos o ajudará a aprender inglês, alemão, espanhol e outros idiomas. Aqui você pode encontrar exemplos com verbos frasais e idiomas em textos que variam em estilo e tema. Exemplos podem ser classificados por traduções e tópicos.

Aprenda línguas estrangeiras, veja a tradução de milhões de palavras e expressões e use-as em sua comunicação por e-mail.