Sentence examples of "itiraf etmeye" in Turkish

<>
Sanırım bu iki bey cezanın hafifletilmesi karşılığında sanığın suçsuzluğunu itiraf etmeye hazırlar, öyle mi? Эти джентльмены, как я понимаю, требуют снисхождения в обмен на признание невиновности обвиняемого?
Ondan kaçarak uzaklaştı ve Lana'ya itiraf etmeye gitti. Он сбежал от неё, чтобы признаться Лане.
Bazıları üniformalı insanlardan o kadar korkuyor ki bilmediği şeyleri bile itiraf ediyor. Другие настолько боятся людей в униформе, что они признаются в чем угодно.
Bir silahla intihar etmeye kalkmıştım. Я пытался сделать это пистолетом.
Kayıtlarda bir itiraf olmadığı sürece. У нас есть записанное признание.
Sadece Ezra'ya yardim etmeye çalisiyoruz. Мы просто пытались помочь Эзре.
Suçumuzu itiraf etmemiz gerek. Мы должны говорить правду.
Sadece diğer Seraf'ı bulmak istiyoruz ki hepinizin bedenindeki kutsal metni tercüme etmeye yardım edebilelim. Мы лишь хотим найти другого Серафима, чтобы перевести священные письмена на ваших телах.
Donuyor fakat itiraf etmez asla. Замерзнет, но не признается.
Bu adamlara yardım etmeye çalıştım. Konu hakkında hiçbir şey... Я просто помогала ребятам Я ничего не знаю о...
Dostum, ben, itiraf etmelisinBu beklediğimden daha fazla. Должен признаться, это больше, чем я ожидал.
Test etmeye başlayabiliriz ama kültürler büyümeden ölmüş olur. Но пока будет готов посев, он умрет.
Bir itiraf olmasının önemi yok. Правдивость признания не имеет значения.
Sence örtbas mı etmeye çalışıyorlar? Думаешь, это просто прикрытие?
Şampanyayı yolladığını itiraf etti mi peki? Он признался, что отправил шампанское?
Şimdi gidip bir yerde dua edin ve burada tövbe etmeye başlayın. Ты пришёл сюда и молишься, и начинаешь испытывать чувство покаяния.
Ajan Moretti'ye suçunu itiraf ettiği zaman yükü oldukça hafiflemişti. Чувство вины смягчилось, когда он сознался агенту Моретти.
Birlikte yolumuza devam etmek yüzleştiğimiz, yaşam tarzımızı yok etmeye ant içmiş kararlı bir düşman tehdidini anlamayla başlar. Движение вместе вперед начинается с понимания угрозы, с которой мы столкнулись. Враг поклялся разрушить наш образ жизни.
Yani bana çarpan arabanın senin olduğunu itiraf ediyorsun öyle mi? Так вы признаете, что это ваша машина меня сбила?
Efendi intihar etmeye çalisiyor! Хозяин пытался убить себя.
Examples of word usage in different contexts are provided solely for linguistic purposes, i.e. to study word usage in a sentence in one language and how they can be translated into another. All samples are automatically collected from a variety of publicly available open sources using bilingual search technologies.
If you find a spelling, punctuation or any other error in the original or translation, use the "Report a problem" option or write to us.

In this section, you can see how words and expressions are used in different contexts using examples of translations made by professionals. The Contexts section will help you learn English, German, Spanish and other languages. Here you can find examples with phrasal verbs and idioms in texts that vary in style and theme. Examples can be sorted by translations and topics.

Learn foreign languages, see the translation of millions of words and expressions, and use them in your e-mail communication.